ESTETİK

0
63

Estetik, güzel olanı araştıran, güzellik ölçülerine uyan, gözü, gönlü hoş eden, insanda güzellik duygusu uyandıran, güzellik duygusuna uygun olan, güzellik duygusuyla ilgili olan anlamındadır.

Estetik, duyguları terbiye eden bir ilimdir; güzel nesnelerden alınan bir haz veya keyif değil, bir ruh terbiyesidir. Estetik insanın ruhuna iyi gelen şeydir. İnsan ruhunu etkileyen şey müzik  olabilir, her türlü görsel olabilir.

Estetik, felsefenin güzelliği inceleyen dalıdır. Doğal güzellik ve sanatsal güzellik estetiğin konusudur. Estetik, güzellik, ahenk ve uyumdur.

Estetik, güzel duygu, güzelliğin insan hafızasındaki ve duygularındaki etkileridir. Sanatta estetik, sanatta ve yaşamda güzeli araştıran bilim dalıdır.

Sanat estetiği, duygu ve düşüncelerle kişinin içindeki güzellik vurgusunu, insanlarda heyecan uyandıracak şekilde ifade etmesidir. Sanat estetiğinin asıl amacı, sanatı yorumlamak ve sanat üzerinde belli bir etkiye sahip olmaktır.

Felsefede estetik, güzelliğin insan bedeni ve aynı zamanda duyguları üstündeki etkilerini ele alır. Bunu da felsefi yönden inceleyerek duyu olarak ifade eder. Felsefe güzel ve güzellik kavramları ile ilgilenir.

Estetik cerrahi, insan vücudundaki bazı organların fonksiyonu normal olsa bile estetik açıdan daha ideal, daha genç ve daha güzel bir görüntü elde etmek için yapılan cerrahi müdahalelerdir.

Estetik yaşantı, bir manzarayı hoşlanarak seyretmek, bir müziği zevkle dinlemektir.

Bu estetik hazzı, beğeniyi meydana getiren güzel olgusudur.

Sanata göre estetik, felsefeye göre estetik, tıbba göre estetik, dine göre estetik, estetik cerrahi, estetik yaşantı… tanımlar kısmen farklı olsa da ortak nokta; güzeli görmek güzeli aramak, güzeli bulmak, güzeli yaşamaktır.

Günümüzde ve hayatımızda estetik; önemli olan estetik sözcüğünün hayatımıza kattığı güzellikleri, ölçüyü, ahengi, uyumu, yenilikleri ve değerleri bilmek, hayata geçirmek ve yaşamaktır.

Estetik, güzel olmak, güzeli aramak, eserde bir uyum, ahenk bulmak, eserin verdiği mesajı anlamaktır. Estetiği iyi anlamak ve günümüzdeki kullanım alanlarını iyi bilmek gerekir.

Bir sanat tarihçisi, bizim sıradan bir bina olarak gördüğümüz tarihi bir eseri sanat yönünden saatlerce anlatabilir. Adeta onu okur. Sanat değeri olan bir eser veya obje üzerinde saatlerce konuşabilir.

Selçuklu döneminden kalma bir camiyi anlatan bir sanat tarihçisi; caminin girişindeki taş işçiliğini, eserdeki güzelliği, uyumu, estetiği, işçiliğin verdiği mesajı, caminin mihrabındaki taş işlemeleri, hiç çivi kullanılmadan yapılan minberi, günümüze kadar çürümeden gelen ağaç işçiliğini saatlerce haz duyarak anlatır…

Osmanlı döneminden kalma bir camiyi inceleyen sanat tarihçisi; caminin taş işçiliğini, kubbeleri, kubbelerdeki süslemeleri, mihrabı, minberi, minareleri haz duyarak anlatır. Adeta cami üzerinden bizleri tarihte bir yolculuğa çıkarır.  O dönemin sanatta, estetikte ulaştığı zirveyi anlatır.

Antik çağdan kalma eserleri inceleyen sanat tarihçisi veya arkeolog o denemdeki estetiği, sanatın insanların hayatındaki yerini anlatır. Sanattan anlamayan insana göre sıradan bir taş olan bir objeyi saatlerce haz duyarak anlatır, adeta tarihi objeyi kitap olarak okur… Sanatın değerini ancak bir sanatçı anlar.

Sanatçı, bir eserin sanat eseri özelliğini taşıması için orijinal olması, estetik değere sahip olması, mesajının olması ve evrensel değer taşıması gerektiğini bilir.

Konunun uzmanı olan bir sanatçı bir resimdeki, bir hat sanatındaki veya bir ebru sanatındaki estetiği, uyumu, renkleri, ahengi bilir…

Günümüzde estetik kavramı hayatın birçok alanında kullanılmaktadır: İnsanlar estetik kelimesini daha çok yaşadığı mekanlar, kullandıkları objeler, kullandıkları eşyalar için kullanmaktadırlar.

Eskiden insanlar başımı sokacak bir evim olsun yeter derlerdi. Günümüzde ise, evin estetiği; manzarası, kapıların, dolapların, pencerelerin uyumu ve görünümü, kullanışlı olması, kullanılan malzemeler, evin boyası, odalarının rengi ile kullanılan mobilyaların uyumlu olması, evde kullanılacak eşyalar arasındaki renk uyumu, eşyanın estetik olarak güzelliği ön plana çıkmaktadır.

İnsanların yaşadığı ortamın güzelliği, insana huzur veren bir ortamın olması insanı ruhen ve bedenen huzurlu kılar.

Eskiden insanlar genelde ne bulsalar giyiniyorlardı. Günümüzde insanlar mevsimine göre giyiniyorlar, renk uyumuna dikkat ediyorlar, yakışanı giymeye çalışıyorlar. Giyimde estetik ve zarafete dikkat ediliyor. Giyim alanı/moda da günümüzde bir uzmanlık alanı oldu…

Eskiden insanlar karınlarını doyuruyorlardı, şimdi insanlar sağlıklı besleniyorlar. Çok yemenin sağlıklı beslenme olmadığını insanlar alamaya başladı. İnsanlar az ama daha sağlıklı şeyler yemeye başladı. Yemeği yapmak kadar onun güzel bir tabak içinde servis edilmesi, estetik görüntünün güzel olmasına dikkat edilmeye başlandı. Günümüzde yemek uzmanı gurmeler olmaya başladı.

Evde, işyerinde veya sokakta kullanılan eşyaların kullanışlı ve sağlam olması kadar estetik bir görünüme sahip olmasına dikkat edilmeye başlandı. İnsanlar göz zevkine uygun olan şeylerin insanın ruhsal sağlığı üzerinde olumlu etki bıraktıklarını keşfettiler.

İnsanlar renklerin bile insanların ruhsal yapısı üzerindeki etkilerine dikkat etmeye başladılar. Kırmızı rengin (arenalarda boğa güreşlerinde kullanıldığı gibi) insanı tahrik ettiğini, yeşil rengin (kumarhane masalarının örtülerinde kullanıldığı gibi) insanları sakinleştirdiğini keşfettiler.

İnsanlar sanatın kıymetini bilmeye onu korumaya, benzer sanat eserleri yapmaya, tabiattaki güzelliğin kıymetini bilmeye ve onu doğal hali ile korumaya önem vermeye başladılar.

Her sanat eseri o topraklara vurulan mühürdür. Sanat eseri sanatçının duygu ve düşüncelerini anlatması, eserle konuşturmasıdır. Sanat ve kültürel varlıkların kıymeti bilinmeli ve korunmalıdır.

Hayata sanat gözü ile bakabilmeyi öğrenmeli ve yeni nesillere öğretmeliyiz. Her sanat eseri onu yapan sanatçının yeteneklerini gösterir.

Allah Kuran-ı Kerimde, “Biz insanı en güzel biçimde yarattık.” (Tin suresi- 4) buyurmaktadır. İnsana bir sanatçı gözüyle bakıp, onun yaratılışındaki güzelliği, ahengi, uyumu, organlardaki özellikleri bilmek ve derinlemesine düşünmek gerekir

Hz. Peygamber (sav) “Allah güzeldir, güzelliği sever.” Buyurmuştur. İnsan yaşantısında israfa kaçmamak kaydıyla güzel yemesi, güzel yaşaması, güzel düşünmesi, güzel görmesi insanın huzurlu yaşam sürmesini sağlar. Güzel düşünen güzel görür. Güzel gören mutlu olur. Her şeyde bir güzellik bulmak, güzelliği yaşamak insanı zihnen, bedenen ve ruhen sağlıklı kılar.

İnsanlar alacakları bir arabanın bile öncelikle estetiğine, görünümüne bakarlar. Sonra arabanın diğer özelliklerine bakarlar. İnsanların estetik anlayışları farklı olabilir. İnsanların bakış açılarına saygı göstermemiz gerekir.

Yarının dünyasında okulu bitirip, iş için müracaat edildiğinde, diplomanın yanında; sosyal sorumluluk projelerinde görev alıp almadıklarının sorulduğu gibi, estetikten, görsel sanatlardan, mimariden, müzikten, edebiyattan sorulacağı unutulmamalıdır.

 

Hurşit EKİNCİ

Eğitimci- Yazar