Nezaket ve Görgü Kuralları

0
50060

 

Bazen işittiğimiz güzel bir söz, gördüğümüz güzel bir davranış bizleri mutlu eder. Motivasyonumuzu, başarımızı ve yaşam sevincimizi artırır. Bazen de işittiğimiz kötü bir söz, gördüğümüz kaba bir davranış… Çalışma azmimizi kırar, motivasyonumuzu düşürür, bizleri mutsuz eder.

İnsanlar kendilerine ilgi gösterilmesinden, iltifat edilmesinden, değer verilmesinden, saygı gösterilmesinden, önemsenmekten, hatırlanmaktan mutlu olurlar. Bir güler yüz, bir güzel söz, bir küçük iltifat… Nice gönüllerin kazanılmasına, düşmanlıkların yok olmasına, dostlukların kazanılmasına sebep olur.

“Düşmanınızın dost olmasını istiyorsanız, onun hakkında güzel sözler söyleyiniz. Birileri o güzel sözleri ona iletir. İnsan iltifatın kölesidir.” Mevlana.

Bazen işitilen olumsuz bir söz, olumsuz bir davranış… İnsanın psikolojisini bozar, verimini düşürür, çevresindekilere karşı kırıcı davranmaya başlar, hırsını başka insanlardan çıkarmaya çalışır. İnsanların beden yorgunluğu dinlenince geçer. Zihin yorgunluğu ve moral bozukluğu bir müddet devam eder. “Gönül yarası geçer ancak dil yarası geçmezmiş.”

Kendimize karşı yapılacak kaba ve saygısız bir hareketi veya güzel bir davranışı ömür boyu unutamayız. Söylenilen her söz toprağa atılan bir tohum gibidir. Zamanı geldiğinde gün yüzüne çıkar. Saygılı bir insanın göreceği ilk karşılık, kendisine de aynı saygının gösterilmesi olacaktır. Ne ekersen onu biçersin.

Biz insanları mutlu eden güzel söz ve davranışlarda bulunmaya;  nezaket ve görgü kurallarına uymak diyoruz.

Nezaket, başkalarına karşı saygılı, anlayışlı, düşünceli,  nazik, incelikli ve kibar davranmaktır. Nezaketsizlik, başkalarına karşı kaba, saygısız,  çatışma ve gerginlik yaratan davranışta bulunmaktır.

Nezaket kuralları, insanların birbirine karşı kibar, incelikli, nazik ve saygılı davranmalarını esas alan kurallardır. . Nezaket daha çok kişiler arası davranışlarla ilgilidir. Nezaket kuralları evrenseldir.

Görgü, bir toplum içinde var olan ve uyulması gereken saygı ve incelik kurallarına görgü denir. Görgüsüzlük, kaba, saygısız, “sonradan görme” diye tabir edilen davranışların yapılmasıdır.

Görgü kuralları,  kaynağını toplumun adet, gelenek ve din kurallarından alan, olaylar karşısında yapılması gereken davranışlardır.

Görgü kuralları yazılı olan kurallar değildir. Görgü kurallarına uyma zorunluluğu yoktur. Ancak toplum, genel görgü kurallarına uymayanları ayıplar, “görgüsüz”, “ sonradan görme “ , saygısız, cahil,  kaba gibi sıfatlarla adlandırır.

Görgü kuralları daha çok yeme, içme, konuşma, selamlaşma, kılık kıyafet, ziyaretler, ziyafetler, saygı ve davranış kuralları ile ilgilidir.. Görgü kuralları her toplumda aynı değildir, örf ve adetlere göre değişebilir.

İnsanlar nezaket ve görgü kurallarının % 70’ ini ailede öğrenir. Çocuklar hayatlarına yön verecek temel davranışları ailede öğrenirler. Çocuklar anne ve babalarını örnek alırlar. Sekiz yaşına kadar anne ve babanın söylediği her sözü, yaptıkları her davranışı doğru kabul ederler. Anne ve babalar çocuklarının öğretmenleridirler ancak anne ve baba bunun farkında bile değillerdir.

Okulda davranışlar ile ilgili fazla bilgi öğretilmez. Okullarda öğretilen bilgiler sınava kadar bilinir, sınavdan sonra unutulur. Ailede öğretilen bilgiler davranışa dönüşür ve yaşam biçimi halini alır. Ailede çocuklara güzel davranış kazandırılmazsa, çocuklar televizyonun ve çevrenin etkisi ile farklı davranışlar edinmeye başlar.

Bazı nezaket ve görgü kuralları

Aile bireyleri arasında davranış kuralları

Anne, baba ve büyüklere karşı saygı, küçüklere karşı sevgi ve merhamet gösterilmelidir. Çocuklara;  selam verme, merhaba, lütfen, rica ederim, teşekkür ederim, özür dilerim, günaydın,  iyi akşamlar, hayırlı geceler… Gibi nezaket kuralları öğretilmeli ve yaşam biçimi haline gelmesi sağlanmalıdır.

Ailede çocuklara; sevgi, saygı, dürüstlük, yardım etme, paylaşma, sorumluluklarını bilme, düzenli olma, eşyanın kıymetini bilme… Yemek yeme kuralları, aile içi davranışlar, komşular ile ilişkiler… Öğretilmelidir.

Anne ve babanın yatak odasına, kapıyı vurup izin almadan girilmemelidir.

Davranış kurallarının uygulanmasında anne ve babanın rolü

 Anne ve baba rol model olmalıdır. Anne ve babanın yapmadığı bir şeyi çocuklarından yapmasını istemeleri gerçekçi olmaz. Anne ve baba çocukların söz ve davranışlarını takip etmeli, uygun görmediği söz ve davranışlara, çocuğun yaşına uygun tepki vermeli,  kibarca ikaz etmeli, gerektiğinde gerekçesini açıklayarak ikna etmelidir. Çocukların yapmış oldukları hatalara göz yumulmamalı,  “ bir seferden bir şey olmaz” diye düşünülmemelidir. Çocuk takip edildiğini bilmelidir.

Yemekte davranış kuralları

Yemekten önce ve sonra eller mutlaka yıkanmalıdır.  Herkes yemeğe oturmadan ve ailenin büyüğü yemeğe başlamadan veya buyur etmeden yemeğe başlanmamalıdır. Yemeğe besmele ile başlayıp elhamdülillah diyerek bitirilmelidir. Yemek sonunda yemeği hazırlayana teşekkür edilmelidir. Yemeği bir başkası ikram etmiş ise ayrıca teşekkür edilmelidir. Yemekte israf edilmemelidir. Ayrıca yemek ile ilgili atasözlerimize uyulmalıdır: “ Sofrada elini, mecliste dilini kısa tut. ”, “ Deveyi yardan (uçurumdan) aşağı atan bir tutam ottur. ”, “ Bir insanı iyice tanımak istiyorsan; onunla birlikte yolculuk edeceksin ve onunla yemek yiyeceksin.”… Bazen davetli olduğun yerde gereğinden fazla yersin, ancak bedelini kişiliğinden ödersin…

Temizlik Kuralları

Hz. Peygamber: “Temizlik imandandır. Temizlik imanın yarısıdır.” Buyurmuştur. İnsanın bedeni, elbiseleri, yaşadığı yer ve kullandığı eşyalar temiz olmalıdır. Hatta konuşması bile temiz olmalıdır. Yani konuşurken kullandığı sözcüklerde insanları kırıcı ve üzücü kelime ve cümleler olmamalıdır. İnsan bakımlı olmalı, zaman zaman el ve ayak tırnakları düzenli olarak kesilmelidir. Ağız ve diş temizliğine dikkat edilmelidir. Çevre kirletmemelidir. Yollara, parklara, piknik alanlarına çöp atılmamalıdır. Elimde imkân olsa kuruyemişin kabuklarını oturduğu bankın etrafına atan, gezerek çekirdek yiyen ve kabuklarını etrafa atanlara para cezası verirdim. Bir kişinin çekirdek yerken kabukları etrafa atmalarının nasıl bir çevre kirliliğine ve görüntü kirliliğine sebep olduğunu hepimiz biliyoruz. O kirliliği temizlemenin maliyetini düşünelim. Hele piknik alanlarındaki çimlerin arasına o kabukların gittiğini düşünelim. Temizliğinin ne kadar zor olduğu, bazen imkânsız noktasında olduğunu görürüz. Hiç olmazsa yanlışı yapanları ikaz edelim. Temiz bir çevrede yaşamak… Hepimizin hakkıdır.

İşyerinde uyulması gereken kurallar

Çalıştığımız işyerinde mesai arkadaşlarımızla samimi olunmalı,  selam verilmelidir. Mesai ortamı ikinci evimiz gibi olmalıdır. Aynı bölümde çalıştığımız bir arkadaş iş yoğunluğundan bunalmış iken bizim rahat oturmamız yanlış olur. Darda kalan arkadaşına yardım edersen sen de darda kaldığında o da sana yardım eder. Yardımlaşmak; karşılıklı sevgi ve dostlukların oluşmasına yardımcı olur. Bir çalışanın mesaiye geç gelmesi, çalıştığı ortamı çeşitli bahanelerle sık sık terk etmesi diğer çalışanların motivasyonunu bozar. Çalışanlar arasında dedikodulara sebep olur. Çalışma ortamındaki huzuru yok eder.

Çalışma ortamındaki insanlar karşılaştıkları sorunları ve mutlulukları birileri ile paylaşmak ister. İyi bir dinleyici, iyi bir sırdaş, iyi bir sabır sahibi olunmalıdır. Arkadaşımızın sevinçlerini ve hüzünlerini paylaşabilmeliyiz. Bazen teselli, edebilmeli, bazen yol gösterebilmeliyiz…

İşler günü gününe yapılmalı. Daireye gelen insanlara güler yüzlü olunmalı. İnsanlar sırada beklerken başka işlerle meşgul olunmamalı, lüzumsuz telefon konuşmaları yapılmamalı, müşterilerin yapacağı olumsuz bir davranışa karşı sabırlı olunmalıdır. Karşınızdaki kişiyi dinleyin, sözünü kesmeyin.. İşinizi ve işinizle ilgili konuları evinize taşımayın.

Misafirlik ve ziyaret kuralları

Ziyaret edeceğimiz insanlar önceden bilgilendirilmeli ve verilen randevuya uyulmalıdır. Mümkün ise küçük bir hediye alınmalı. Kapı en fazla üç kez çalınmalı, açılmıyorsa ısrarcı olunmamalı. Kapı açıldığında selam verilmeli, içeri girmek için izin istenmelidir. Ev sahibinin gösterdiği yere oturulmalıdır. Ev sahibini rahatsız edecek söz ve davranışlardan kaçınılmalıdır.  Ev sahibinden müsaade almadan odalara girilmemeli, eşyalara dokunulmamalıdır. Misafirlikte telefonla gereksiz konuşmalar ve mesajlaşmalar yapılmamalıdır. Ev sahibi misafirin yanında sık sık saate bakmamalı, sıkıldığını belli eden hal ve tavırlardan kaçınmalıdır. Misafirlere ikramda bulunurken fazla ısrar edilmemelidir. Misafir ayrılırken, ev sahibi, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirmeli, misafir ev sahibine teşekkür etmelidir. Misafir kılık kıyafetine göre karşılanır, davranışlarına göre uğurlanırmış…

Komşularla ilişkiler

Aile içi ilişkilerden sonra en çok dikkat etmemiz gereken ilişkilerimiz komşularımız ile olan ilişkiler olmalıdır. Komşularla iletişimimiz iyi olmalıdır. Komşunun hassasiyetlerine dikkat edilmeli, komşuyu rahatsız edece derecede tavır ve davranışlardan kaçınılmalıdır. Yüksek sesle müzik dinlenilmemeli, zaman zaman evde yapılan yemeklerden veya eve gelen hediyelerden komşulara da ikram edilmelidir. Karşılaşıldığında selam verilmeli, hal hatır sorulmalıdır. Sevinç ve üzüntüleri paylaşılmalıdır.

Hasta ziyareti kuralları

İnsanlar zor zamanlarında sevdiklerini yanında görmek ister. İnsanlar zor zamanlarında yanında olanları unutmaz. Hastaların beklentileri yüksek, alınganlıkları çabuk olur. Hasta olan dostlarımızı hastanede ziyaret etmeli, yapamıyorsak bile telefonla geçmiş olsun dileklerinde bulunmalıyız.

Hasta ziyaretleri kısa olmalı, hastaya moral verilmelidir. Hastayı rahatsız edecek söz ve davranışlardan kaçınılmalıdır.

Taşıtlarda dikkat edilmesi gereke kurallar

Toplu taşıma araçlarına binerken ve inerken önceliği daima yaşlı, özürlü, hasta, hamile ve yardıma muhtaç kişilere vermeliyiz. Toplu taşıma araçlarında yaşlı, hasta, hamile ve çocuklu bayanlara yer verilmelidir.  Toplu taşım araçlarında yüksek sesle müzik dinlenmemeli, telefonla  yüksek ve rahatsız edici bir ses tonuyla konuşulmamalı. Başkalarını rahatsız edici söz, tavır ve davranışlardan kaçınılmalıdır.

Konuşma kuralları

Atalarımız konuşmanın hayatımızdaki yerini ne güzel açıklamışlar:  “ Söz ola bitire savaşı, söz ola kestire başı”, “ Tatlı dil yılanı deliğinden çıkartır.”, “Dilim, dilim etti beni.”… İnsanlarla güzel iletişim sağlamanı en önemli yolu güzel konuşmaktır. Güzel konuşmak; tatlı dilli, yumuşak, karşındakini kırmadan, ona değer vererek konuşmaktır. İnsan ne kadar bilgili olursa olsun kendisini ifade edemezse o bilginin ona yeteri kadar faydası olmaz. Güzel konuşmanın kendine göre kuralları vardır. Karşıdaki konuşurken sözü kesilmemeli, kendisini ifade etmesine fırsat verilmelidir. Konuşurken tane tane, yumuşak bir üslupla konuşulmalıdır.   Neyi, nerede, ne kadar ve nasıl konuşulması gerektiğini bilmeliyiz. Birisini eleştireceğimiz zaman onun duygularını göz önünde bulundurmalı, gerektiğinde empati yapmalıyız. Tartışma ortamlarından kaçınmalıyız. Tartışmanın galibi olmaz. Sadece kırılanı olur. Tartışma zararlıdır, ancak bilgi paylaşımı faydalıdır.

Her söz her yerde söylenmez. Birisi sizi eleştirdiğinde, sakin olun, hemen savunmaya geçmeyin, konuyu anlayıp dinleyin.  Eğer biri sizi, insanların içinde ve kabaca eleştiriyorsa, “Düşüncelerini özel olarak benimle paylaşmanızı beklerdim” deyiniz.

Konuşmalarımızda; lütfen, teşekkür ederim, rica ederim ve peki demeyi alışkanlık haline getirmeliyiz. İki kişi konuşurken araya girilmemeli. Topluluk içinde kulaktan kulağa gizli şeyler konuşmak hoş karşılanmaz.

Telefonla konuşma kuralları:

Çağımızın en önemli iletişim araçlarından biri telefondur. Bazen telefon konuşmalarında yaptığımız bir hata bizi üzer. Yerli yersiz telefon edilmemeli, telefon konuşmaları kısa olmalıdır. Sabah erken ve akşam geç saatlerde çok önemli olmadıkça telefon edilmemelidir. Telefonu açan kendini tanıtmalı, söylemek istediği şeyleri kısa ve özlü cümlelerle aktarmalıdır. Telefonla bizi arayanlara mutlaka dönmeliyiz. O anda cevap veremesek bile müsait olduğumuz bir zamanda cevap verilmelidir.

Yeni görgü kuralları

Hayatımıza giren internet, akıllı telefonlar ve yeni iletişim araçları ile ilgili uymak zorunda olduğumuz yeni görgü kuralları oluşmaya başladı. Birlikte olduğunuz arkadaşınızın sizinle konuşmayıp telefonla mesajlaşmasını, size ait olan mahrem bir fotoğrafı veya bilgiyi sizden izin almadan paylaştığını düşünün…

Sanal alemle ilgili kurallar

Sanal ortamda paylaşılanlardan dolayı üzülmemek ve üzmemek için toplumda oluşmaya başlayan bazı görgü kurallarını bilmemizde fayda vardır. Sizi arayan kişilere ya da e-posta yollayanlara zamanında cevap vermemek. İzinsiz başkalarını özelini paylaşmaktır. Bir toplantı veya ziyaret sırasında bilgisayarla veya akıllı telefonla uğraşmak, ya  da kendi işlerini yapmak. Bir toplantıda, arkadaş ve aile buluşmasında cep telefonuyla oynamak, mesajlaşmak.

Toplantılarla ilgili olarak  yapılması hoş karşılanmayan olumsuz davranışlar

Toplantı ve randevulara gecikmeyi alışkanlık haline getirmek.  Randevusu olan birini veya odana gelen arkadaşını kabul ettikten sonra onu bekletip başka işlerle ilgilenmek. Toplantıda konuşulanları dinlemeyip başka şeylerle uğraşmak. Toplantıyı önemli olmayan başka bir iş nedeniyle bölmek, insanları bekletmek. Bir toplantıyı son anda, çok zorunlu bir sebep olmaksızın iptal etmek. Önceden iptal olmuş toplantıları katılımcılara zamanında bildirmemek.

Terbiye çocuk odasından başlar. Çocukluğunda güzel terbiye almamış bir insanın daha sonraları terbiye edilmesi çok zordur.

Hurşit EKİNCİ

Eğitimci – Yazar