Özgürlük, kişinin kendi fikir, inanç ve düşüncelerini ifade edebilmesi, herhangi bir baskı, engelleme, zorlama ve kısıtlama olmadan istediğini yapabilmesidir.
Bireysel özgürlük, kişinin kendi hayatı üzerindeki kontrolü sağlaması ve kendi kararlarını alabilme ve yapabilmesidir. Kişinin ibadetlerini, planlarını, kararlarını ve eylemlerini baskı ve engel olmadan yapabilmesidir.
Özgürlük, kişinin duygu, düşünce, inanç, bilgi ve tecrübelerine göre harekete geçme gücünü kendinde bulması, yapması ve gerektiğinde hayır diyebilmesidir.
Özgürlük, kişinin herhangi bir kısıtlamaya, baskıya, zorlamaya bağlı olmaksızın düşünme, fikir üretme, karar verme ve kendi iradesiyle doğru olduğuna inandığı şeyi yapmasıdır.
Özgürce karar vermek, özgürce yapmak; kişinin kendi aklı, bilgisi, tecrübesi ve iradesi ile karar vermesi ve cesurca yapmasıdır.
İnsanlar özgürlük kelimesini çok kullanırlar, ancak özgülüğün ne olduğunu, sınırlarını, nerede başlayıp nerede bittiğini, alanlarını ve kullanımını fazla bilmezler. Sınırsız bir özgürlük yoktur, olamaz. Başkalarının özgürlük alanına müdahale edildiğinde kişinin özgürlüğü biter.
Bir kişi ben öyle istiyorum diye; gecenin yarısında en son sesi açarak, insanları rahatsız ederek müzik dinleyemez… İnsanın bilmediği bir ormana; sırf özgürüm, öyle istiyorum diye düşünerek karar verip giderse ormanın tehlikelerinden kendini koruyamaz. Ben özgürüm, istediğimi yaparım diyerek trafikte sol şeritten gidemez…
Özgürlük kelimesi, özgürce yaşamak, özgürce karar vermek, özgürce hareket etmek, insanın hoşuna gider. Bazı art niyetli insanlar insanların bu saf duygularını kullanabilir.
Tarih boyunca art niyetli insanlar/devletler gerçek niyetlerini gizleyerek, insanların hoşun gidecek cümlelerle insanları kullanmış, asimile etmiş, ekonomik kaynaklarını kullanmış ve ülkelerini istila etmişlerdir. Günümüzde de askeri istilalardan daha çok kültürel ve ekonomik istilalar devam etmektedir.
Bugün bile dünyanın bir çok ülkesinde, bazı ülkelerin teröristlere bedavadan silah vermesini, eğitmesini, her türlü maddi destekte bulunmasını, onları kullanmasını… iyi düşünüp iyi analiz etmek gerekir.
Tarih boyunca; bazı ülkelerde insanlar, demokrasi, özgürlük, insan hakları, eşitlik, kardeşlik, refah, hukukun üstünlüğü gibi sözlerle; yönetime isyan ettirilmiş, ülkede kargaşalar çıkartılmış, ülke askeri ve ekonomik bakımdan zayıf düşürülmüş ve kolayca başka ülkelerin sömürgeleri olmuşlardır.
Bazen özgürlüğü iyice anlamayıp, özgürlüğün sınırlarını bilmeden, özgürce hareket etmek, özgürce karar vermek insanları telafisi imkânsız zararlara yol açabilir. Parası çok olan birisi hiç bilmediği alanda ticaret yapmaya kalkarsa iflas eder.
İnsan kendi özgür iradesi ile karar verirken; akıl, doğru bilgi, istişare ve tecrübeye dayanarak karar vermelidir. Anlık duygularla verilen kararlar zararlara yol açar.
Adalet Bakanlığının istatistiklerine göre; çocuklarda en fazla suç 15 ila 17 yaşları arasında işleniyormuş. Suçlar genellikle, cinsel taciz, gasp ve hırsızlık olarak sıralanmaktadır. Çocuk 15 – 17 yaşlarında ergenlik dönemine girmiştir. Kendini ispat etmeye çalışır. Bu dönemde aklı, tecrübesi ve istişare ederek değil duyguları ile hareket eder. Bu dönemde çocukları dinlemeye, anlamaya ve rehberlik etmeye ihtiyaç vardır.
Bu dönemde ailenin çocuğu takip etmesi, kimlerle arkadaşlık ettiği, nerelere gittiği veneler yaptığı, nelerden hoşlanıp, nelerden hoşlanmadığı bilinmelidir. Bu dönem çocukların kötü alışkanlıklar edindiği bir dönemdir. Bu dönem özgürlük adına kötü arkadaşlara uymanın bedelinin ödendiği bir dönemdir.
Gençlere özgürlük adına 18 yaşından sonra evi terk etmek isteyen kızların veya erkeklerin düşebileceği tuzaklar iyi anlatılmalıdır. İnsanlar bu dönemde genellikle anlık haz peşindedirler. Davranışlarının getireceği sorunları düşünmezler.
İnsanların yeterli kadar maddi imkanları olmadığı halde, alışveriş yapma özgürlüğü veya ekonomik özgürlük adı altında, her istediğini yapması, her istediğini alması, kendi geleceğini borçlanarak kendini ve ailesini sıkıntıya sokması bir özgürlük alanı değildir.
Kişinin o anda maddi imkânı iyi olsa bile, yarınların ne getireceği belli olmadığı için; tasarruf alışkanlığının kazandırılması ve ekonomik olarak para yönetimini öğrenmesi gerekir. Ayrıca çocuk yaştan itibaren çocuklara zamanın ve sağlığın önemi anlatılarak özgürlük adı altında zamanını boşa harcamasına ve sağlığına zarar verecek yaşam tarzında bulunmasına dikkat etmesi gerektiği öğretilerek alışkanlık haline getirmesi sağlanmalıdır.
Hayatta hiçbir kişi için sınırsız bir özgürlük yoktur. Bazen özgürlükleri yasalar, bazen de yazılı olmayan toplumsal kurallar; adet, gelenek, görenek ve değerler belirler. Bazen insan yaşamış olduğu çevreye ve topluma uymak zorunda kalır.
İnsan bir alanda özgürce karar verecekse, o alanla ilgili bilgiye, tecrübeye, akla ve sağlam bir iradeye sahip olması gerekir. Karar verirken yasalara uymak zorundadır. Başkalarının özgürlük alanlarını ihlal etmemelidir. Kendi çıkarı için başkalarına zarar verecek bir karar almamalıdır.
İnsan bir konuda özgür iradesi ile düşünmeli, araştırmalı, alacağı kararların sorumluluğunu üstlenmelidir. Birilerinin baskısı, tehdidi, birilerinin etkisinde kalarak, sonunu düşünmeden veya birilerini kırmamak için karar alıp yapmamalıdır. Yapılması yanlış olan bir iş için gerektiğinde hayır diyebilme cesaretini ve kararlılığını göstermelidir.
İnsanların kendi özgür iradesi ile doğru karar verebilmesi ve yapabilmesi için; küçük yaştan itibaren yaşına ve gelişimine uygun sorumluluklar verilmeli, takip edilmeli ve yaptığı işlerin sorumluluğunu yaşaması öğretilmelidir. Sorumluluk almadan büyüyen çocuklar hayata atıldıklarında sorumsuz ve bencil olurlar, davranışlarının sonucunu düşünmezler, sorumluluk almayı sevmezler.
Küçük yaştan itibaren çocuklara yaşına ve gelişimine uygun olarak; eşyalarını toplaması, odasını düzenlemesi, annesine yardım etmesi, bakkala, markete, manava gidip alışveriş yapması, ailede söz hakkı verilmesi, mümkün ise ortaokul çağından itibaren çocukların güvenilir birinin yanında çalıştırılması… sorumluluk alması ve tecrübe kazanması sağlanmalıdır.
Bir konuda karar verirken empati yapılmalıdır. Kişi kendisinin yapmak istediği şeyin bir başkası tarafından kendisine yapılması halinde ne düşüneceğini, toplumun hassasiyetlerini bilmesi gerektiğini, yasalara uygun yapması ve yaşaması gerektiğini bilmelidir.
İnsanların özgürlük olarak vazgeçilmez alanları olan: Düşünce, kanaat ve ifade özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü, seyahat özgürlüğü, basın ve haberleşme özgürlüğü gibi evrensel özgürlükler ülkelerde kanunla güvence altına alınmıştır. Tarih boyunca bu özgürlüklerin kanunlarla sınırlanması veya yok edilmesi toplumda huzursuzluklara neden olmuştur.
Özgürlük kelimesinin eş anlamlısı hürriyet, bağımsızlık kelimesinin eş anlamlısı istiklaldir. Zıt anlamı esarettir, tutsaklıktır. Hürriyet, bazen hiçbir engele rastlamadan istediğini yapabilmektir. Hürriyet kelimesi geçmişte genelde özgürlük anlamında kullanılmıştır.
Özgürlük kelimesi genelde insanlar için, hürriyet ve bağımsızlık kelimesi devletler ve hükümetler için kullanılmıştır.
Bağımsızlık, kendi kendine yeterli olunması, başkalarına muhtaç olunmaması, kendi kararını kendisinin vermesi demektir. Bağımsızlık ülkenin, herhangi bir kişi, kuruluş ya da yabancı bir ülkenin, gücün denetim ve güdümünde olmadan kendi kendini yönetebilmesidir.
Tam bağımsızlık, ülkelerin “Siyasî, ekonomik, adlî, askerî, kültürel ve benzeri her hususta kendi kendine yeterli olması, baskı ve zorlamalara, tehditlere aldırmadan kendi kararını kendisinin vermesi tam bağımsızlık demektir.
Günümüzde ülkelerin tam bağımsız olması pek mümkün görülmüyor. Ülkeler birçok konuda dışa bağımlıdır. Ülkeler içinde bulunmuş oldukları toplulukların, oluşumların almış oldukları kararlara uymak zorundadırlar.
Devletlerin gücü; askeri ve ekonomik güçle ölçülür. Bir ülke askeri ve ekonomik açıdan kendi kendine yeterli ise, dışa bağımlı değilse, bağımsızlık oranı o kadar fazladır.
İnsanın vereceği kararlarda cesur olması yeterli değildir. Alınan kararlar sadece cesarete değil, akla, doğru bilgiye, istişareye ve sağlam bir iradeye dayanmalıdır. Kendimize, topluma ve çevremize zarar verecek kararlar almak özgürlükle bağdaşmaz.
Özgürlük adına alınacak her yanlış karar gelecekte insanın önüne çıkacak bir engel, hayatını ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyecek bir durumdur.
Hurşit EKİNCİ
Eğitimci – Yazar