MAHREMİYET

0
87

Mahremiyet, bir kişiye, bir aileye, bir kuruma veya bir topluluğa mahsus olan; başkaları tarafından bilinmeyen, bilinmesi, kullanılması ve paylaşılması istenmeyen bilgi, belge ve özelliklerdir, gizli olma durumudur.

Çocuklara küçük yaştan itibaren ailede mahremiyet eğitimi verilmeye başlanmalıdır. Çocuklara beden mahremiyeti, mekân mahremiyeti ve bilgi ve belge mahremiyeti öğretilmelidir. Hangi yaşta mahremiyetle ilgili neler yapması gerektiği çocuğun yaşına ve gelişimine uygun olarak öğretilmelidir. En etkili öğretme yöntemi; çocuklara yaşam tarzımızla, davranışlarımızla örnek olunarak öğretmektir.

Mahremiyet eğitimi sadece cinsel eğitimle sınırlı olmayıp, cinsel eğitimden daha kapsamlıdır.

Cinsel eğitim, çocuğun kendi cinselliğini tanıması, gelişim sürecinde cinsellikle ilgili yaşayacağı fiziksel ve duygusal farklılıkları öğrenmesi, anneye, babaya veya gerektiğinde konunun uzmanına sorduğu cinsellikle ilgili soru ve cevapları kapsar.

Mahremiyet eğitimi, kişinin daha çok kendisinin, ailesinin ve diğer insanların özelinin farkına varması, diğer insanların özeline saygı duyması, onların gizli bilgilerini araştırmaması, onların izni olmadan mahrem/gizli bilgilerini paylaşmaması, kendi özel alanını koruması, zorunlu olmadıkça kendisine ait mahrem/gizli bilgileri ve kendisine emanet edilen mahrem/gizli bilgileri, sırları saklaması, koruması, başkaları ile paylaşmaması, başkasının özel alanına girerken veya başkasına ait bir eşyayı veya bilgiyi kullanırken izin istemesi bilgilerini içermelidir.

Kişisel mahremiyet eğitimi öncelikle anne ve baba tarafından verilmelidir. Bu eğitimin verilmesi çocuğun ruhsal ve cinsel açıdan korunması, çocuğun kendi özelini bilmesi ve koruması, çocuğun başkalarının özeline saygı duyması ve koruması adına çok önemlidir.

Çocuğa iki yaşından itibaren ailede mahremiyet eğitimi verilmeye başlanmalıdır. Öncelikle çocuğa kendi mahremiyet alanı öğretilmelidir. Çocuğun mahremiyet alanı öncelikle cinsel bölgelerini kapsar.

Ailelerin mahremiyet sınırları kız ve erkek çocuğa göre farklı olabilir. Çocuğa mahrem bölgelerini gizlemesi, anne, baba ve doktorların dışında başka kişilerin görmesine ve dokunmasına izin vermemesi gerektiği öğretilmelidir. Çocuğun cinsellikle ilgili soracakları sorulara anlayacağı dille cevap verilmelidir.

Çocuklara iki yaşından itibaren tuvalet eğitimi verilmelidir. Çocuğa tuvalet ihtiyacını gidereceği zaman tuvalette yalnız olması gerektiği, başkalarının görebileceği şekilde tuvaletini yapmaması gerektiği öğretilmelidir.

Çocuklar küçük yaştan itibaren başkalarının yanında altları değiştirilmemeli, iç çamaşırları giydirilmemelidir. Başka odaya götürülmelidir. Kardeşler 5 yaşından itibaren üzerlerinde bir şeyler olmadan birlikte banyo yaptırılmamalıdır. Çocuğa başkalarının yanında soyunup giyinmemeleri öğretilmelidir.

Çocuklara 5 yaşından itibaren anne ve babalarının odalarına veya başkalarının özel alanlarına girmek istediklerinde; kapıyı çalarak, izin isteyerek girmeleri gerektiği öğretilmelidir.

Çocuğa 7 yaşından itibaren özel eşyalarını koyabileceği bir alan tahsis edilmelidir. Çocuğun özel alanına izinsiz girilmemeli, telefonları izinsiz alınmamalı, eşyaları izinsiz alınmamalı ve kullanılmamalıdır.

Uzmanlara göre çocuk 6 aya kadar annesinin yanında yatabilir. Çocuk 1 veya 2 yaşından itibaren başka bir odaya çıkartılabilir. 5 yaşından itibaren aynı yatakta yatan çocukların yatakları ayırılmalıdır. Kız ve erkek çocuklar mümkünse 7 yaşından itibaren odaları ayrılmalıdır. 7 yaş çocuğun temyiz yaşıdır. Kadının kadınların yanında, erkeğin erkeklerin yanında mahrem yerlerini örtmesi gerekir.

Mahremiyet eğitimi alan çocuklar kendi özel alanını bilir, bu alanını korur, başkalarının özel alanına saygı gösterir. Bu durum aynı zamanda çocuğun sağlıklı bir kişilik gelişimine zemin hazırlar.

Çocuğun yaşına ve gelişimine göre mahremiyet eğitimi hayat boyu devam eder. Kişinin mahrem alanı sadece cinsel bölgeleri değildir. Kişinin sırları, özel alanları, kimlik bilgileri, sağlıkla ilgili bilgileri, parasal bilgileri maddi durumu, kısaca başkalarının bilmesi ve paylaşılması istenmeyen bilgiler, kişinin mahrem/gizli bilgileridir.

Kişisel mahremiyet, bireyin kendisi hakkında saklı kalmasını istediği bilgilerin korunmasıdır. Kişisel mahremiyet, günümüzde özellikle sosyal medya platformlarında korunması gereken bir alandır. Kişinin görüntülerinin ve mahrem bilgilerinin izinsiz bir şekilde sosyal medyada paylaşılması, kişinin mahremiyetinin ihlal edilmesidir.

Kişinin iletişim bilgileri, şifreleri, izin alınmadan paylaşılması ve kullanılması istenmeyen kişisel bilgileri mahrem bilgilerdir. Özellikle sosyal medyada kişinin izni olmadan ona ait olumlu veya olumsuz bilgilerin paylaşılması mahremdir, doğru değildir. O bilgiler art niyetli insanlar tarafından olumsuz amaçlar için kullanılabilir.

İçinde yaşadığımız ev ailemizin mahremiyet alanıdır. Ailede yaşanan sorunlar, aile bireyleri arasındaki ilişkiler, ailenin ekonomik sorunları, karı koca arasında yaşanabilecek sorunlar, ailede kalması ve başkalarının bilmemesi gereken sırlar özeldir, mahremdir, başkaları ile paylaşılmamalıdır.

Atalarımız:” Sırrın senin esirindir, sırrını söylediğin andan itibaren sen onun esiri olursun.”, “Sözü söyleyene kadar sen o söze hakimsin, sözü söyledikten sonra o söz sana hâkim olur.”, “Deme dostuna, der dostuna o da çıkar su üstüne.”, “İnsanlarla ölçülü dost ol, sırlarını/mahremini paylaşma, olabilir ki bir gün gelir dostluğunuz bozulabilir.” demişler.

Bazen okulda, bazen arkadaşlar arasında veya işyerinde; başkalarının bilmemesi gereken bilgileri size söylemişler veya işiniz gereği öğrenmiş olabilirsiniz. Göreviniz icabı size verilen, işyerinize ait olan mahrem bilgiler başkaları ile paylaşılmamalıdır.

Başkasının özeli araştırılmamalıdır. Kuran-ı Kerimde “…Birbirinizin gizli hâllerini araştırmayınız!” (Hucurât 49/12)  buyurulmaktadır. Sana emanet edilen başkalarının sırları, aranız bozulsa bile başkaları ile paylaşılmamalıdır. Tehdit aracı olarak kullanılmamalıdır. İnsanın kalitesi bu gibi durumlarda belli olur.

Okulda, başkasının evine veya işyerinde insanların özel eşyaları izinsiz alınmamalı, kullanılmamalı ve karıştırılmamalıdır. İnsanların hataları, kusurları, sırları, açıkları araştırılmamalıdır. İnsanların hata ve kusurları gizlenmelidir. İnsanlar hakkında yaptıkları iş ve davranışlar dolayısıyla suizanda bulunulmamalı, hüsnü zanda bulunulmalıdır.

Özellikle okullarda öğrenciler arasında yaşanan tatsızlıklar sonucu; öğrenciye ait mahrem bilgiler, resimler sosyal medyada veya başka yerlerde paylaşılmamalıdır. Yaşanabilecek olumsuzluklar neticesinde telafisi mümkün olmayan sorunların, acıların olmasına neden olunabilir.

İnsanların izin ve rızası olmadan özel yaşam alanlarına girmek, özel bilgi ve belgelerine ulaşmak, gizli konuşmalarını dinlemek mahremiyet ihlalidir. Mahremiyet ihlali, temel insan hakları ihlalidir. Mahremiyet ihlali birçok ülkede yasalar ve uluslararası sözleşmelerle korunmaktadır.

Sırlarını, mahrem bilgi ve belgelerini arkadaşları ile paylaşan öğrenciler, gelecekte o arkadaşı ile arasının açılması halinde; başkaları tarafından dijital teknolojiler, akılı telefonlar, sosyal medya kullanılarak ona ait sırlar, utandıracak bilgi ve belgeler paylaşılabilir veya tehdit aracı olarak kullanılabilir.

Günümüzde siber zorbalıkta en çok tehdit aracı maalesef uygunsuz resimler olmaktadır. Dijital zorbalığa karşı çocuklar eğitilmelidir. Ayrıca arkadaşlar arasında yapılan mahrem/gizli içerikli yazılı mesajlaşma gelecekte tehdit aracı olarak kullanılabilir. Paylaşılacak her şey önceden kontrol edilmelidir.

Günümüzde internetin bilinçli, güvenli, etkin, verimli ve doğru olarak kullanımı için; gençlere ve ebeveynlere Dijital Mahremiyet Bilincinin kazandırılması gerekir. Dijital teknolojik aletler ihtiyaç kadar kullanılmalıdır.

Sosyal medya mecralarının yoğun bir şekilde kullanılması ve özellikle “paylaşım” yoluyla her türlü verinin bu ortamlara aktarılması mahremiyetin ihlal edilmesine ve güvenliğin riske atılmasına sebep olmaktadır.

Ebeveynler sosyal medya mecralarında, çocuklarının mahremiyetini ihlal eden fotoğraf ve bilgi paylaşımları yapmaktan kaçınmalı; dijital mecralarda, kişisel her türlü bilgi, belge, görüntü, video vb. içerikler paylaşırken son derece hassas davranmalıdır. İnternet ve sosyal medya ortamlarında her zaman için, istismarcıların, kötü niyetli kişilerin ve Pedofillerin varlığı göz önünde bulundurulmalıdır.

Kendimiz için yapılmasını istediğimiz bir şeyi başkası için de yapılmasını istemedikçe, kendimize yapılmasını istemediğimiz bir şeyin başkasına da yapılmamasını istemedikçe iyi bir insan olamayız.

Namus, iffet gibi değerlerin önemini bilmeyi, kendi mahremimizi korumayı, başkalarının mahremlerine saygı duymayı, kendimize emanet edilen mahrem bilgileri korumayı, başkalarının mahrem yerlerine izinsiz girmemeyi yaşam biçimi haline getirmek bizleri özgüveni yüksek, güvenilir ve saygı duyulan insan yapar.

Hz. Peygamber karı koca arasındaki mahrem bilgileri, zamanla anlaşamayıp ayrılsalar bile başkaları ile paylaşılmasını şiddetle yasaklamıştır.

 

Hurşit EKİNCİ

Eğitimci – Yazar

 

PAYLAŞ
Önceki İçerikMÜTEVAZİLİK
Sonraki İçerikÖZGÜRLÜK