Çocuk Eğitiminde Sorumluluklarımızı Bilmek

0
2065

İnsanların kendilerine verilen veya üzerine düşen sorumlulukları zamanında, eksiksiz ve en güzel şekilde yapması; insanı başarılı, toplumu huzurlu, aileyi ve bireylerini mutlu kılar. Sorumluluğunun bilincinde olan insan, erdemli insandır.

Sorumluluklardan kaçmak, sorumluluğu başkalarına atmak, sürekli mazeretler üretmek, her şeyde bir kusur bulmak, otoriteyi beğenmemek, kendini yenilememek, olumsuzluklardan kendimize pay çıkarmamak, sorumluluğumuzdaki işleri iyi yapmamak, sorunlar çıkmasına ve beklenen başarıyı elde etmemize engel olur.

Sorumluluk,  yazılı olan veya yazılı olmayan kurallarla belirlenen, bireyin yapmak zorunda olduğu iş ve görevleri yapmak, yapılan iş dolayısıyla sorumluluğu üstlenmek ve hesap verebilir olmaktır.

“Sorumluluk kişinin kendi davranışlarının veya kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını üstlenmesidir.” (TDK)

“Kişi sadece yaptıklarından değil; yapması gerekirken yapmadıklarından da sorumludur.” (Moliere)

Sorumluluk sahibi insan: Başkalarının haklarına saygı gösteren, kendi davranışlarının sonucunu kabullenen; kendi üzerine düşen görevleri zamanında, en iyi şekilde yerine getirendir.

Anne ve babalar olarak günümüzde, yarınlarımızı emanet edeceğimiz çocuklarımızın eğitimi ile ilgili olarak sorumluluklarımızı yeteri kadar yerine getiriyor muyuz?  Günümüzde anne ve babaların birçoğu çocuklarından şikâyetçi oluyor.

Çocuklarımızın durumları içler acısı: Çocuklar arasında şiddet, çeteleşme, alkol, madde bağımlılığı, teknoloji bağımlılığı, özenti…  artmaya başladı. Çocukların birçoğu saygısız, söz dinlemez, isyankâr, anne ve babasına asi olmaya başladılar…

Okullarımızda öğrenim gören öğrencilerdeki disiplinsiz tavır ve davranışlardan okul idaresi ve öğretmenler şikâyetçi…

Sorunların esas nedeni: Anne ve babaların öncelikli hedefinin, çocuklarının sınavlarda başarılı olması, iyi okullarda okuyup getirisi fazla olan, itibarlı mesleklere ve makamlara sahip olmasını kendilerine hedef olarak koymalarıdır.

Çocuğun zihnen ve bedenen eğitimine önem verildiği kadar,  ruhen eğitimine önem verilmemesi, duygusal eğitiminin ihmal edilmesi,  çocuğun olumlu davranışlar kazanmasına gerekli önem ve önceliğin verilmemesidir.

Anne ve babanın çocukları ile ilgili görevi; sadece çocuklarının maddi ihtiyaçlarını temin etmek, onların zihnen ve bedenen iyi bir eğitim almasını sağlamak ve onlara iyi bir gelecek hazırlamak değildir.

Anne ve babalar çocuğun maddi ihtiyaçlarını temin edip okula göndermekle ve eğitimle ilgili bütün sorumlulukları okula ve öğretmenlere atmakla sorumluluktan kurtulamazlar.

Çocuklar anne ve babalara Allah’ın emanetidir. Anne ve babalar çocuklarından da hesaba çekileceklerinin bilincinde olmalı ve ona göre çocuklarına karşı sorumluluklarını özenle yerine getirmeye çalışmalıdırlar.

İnsanlar öldükten sonra bile geride kalan çocukları ile anılırlar. İnsanlara faydalı olan “ iyi evlat” olursa, anne ve babalar insanların hayır dualarını alırlar… İnsanlara zarar veren “ kötü evlat” yüzünde anne ve babalar çok beddua alırlar ve hayırla anılmazlar.

Hz. Peygamber şöyle buyuruyor: ” Hepiniz çobansınız, idarenize verilenlerden sorumlusunuz. Aile reisi aile fertlerinden sorumludur. Kadın kocasının evinden, malından ve çocuklarından sorumludur. Hizmetçi efendisinin malını korumaktan sorumludur. Hülasa hepiniz çobansınız ve elinizin altındakilerin haklarından ve görevlerinden sorumlusunuz. (Hadis-i Şerif)

Allah, insanlara ailesine karşı sorumluluklar vermiş, insanları sorumluluklarını yerine getirmesi hususunda uyarmıştır: Nitekim Kuran-ı Kerimde:

“Ey İnanalar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyun…” ( Tahrim suresi- 6) buyurulmaktadır.

Çocuklarımızı iyi doktor, iyi mühendis, iyi öğretmen… olarak yetiştirmeyi hedef olarak koymadan önce, “iyi insan” olarak yetiştirmeyi hedef olarak koymalıyız. Eğitimin temeli “güzel ahlak” olmalıdır. Eğitim  “güzel ahlak” üzerine inşa edilmelidir.

Anne ve babalar çocuklarının zihnen ve bedenen olduğu kadar, ruhen de eğitim almasını sağlamalıdırlar. Anne ve babalar çocuklarına, iyiyi, kötüyü, günahı, sevabı, iyi ve kötü davranışları, güzel ahlakı, inancını, ibadeti… öğretmelidir.

“Anne ve baba çocuğuna güzel ahlaktan daha önemli bir şey veremez. “  (Hadis-i Şerif)

Çocuğa en önemli eğitim ailede verilir: Çocuk temel becerileri, konuşma, beslenme, tertip düzen, saygı, sevgi, paylaşma,  davranışlar, alışkanlıklar, inanç ve ibadetler, güzel ahlak… Ailede öğrenir.

Çocuk yeni doğduğunda hafızası boş bir kâğıt gibidir, neyi yazarsanız onu okursunuz. Neyi kaydederseniz onu dinlersiniz. Nitekim Kuranı Kerimde:

«Siz hiçbir şey bilmezken Allah, sizi analarınızın karnından çıkardı; şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi» ( Nahl suresi- 78) buyurulmaktadır.

“Her çocuk İslam fıtratı üzerine doğar. (yanlış eğitim sonucu) onu Yahudileştiren, Hristiyanlaştıran, Mecusileştiren ve doğru yoldan saptıran anne ve babalardır” ( Hadis-i Şerif)

“Çocuğun kalbi ekilmemiş tarlaya benzer; ne ekersen o tutar” ( Hz. Ali )

Kısaca, çocuğu iyi veya kötü insan yapan öncelikle anne ve babasıdır. Çocuklar anne ve babalarını model olarak alırlar. On yaşına kadar anne ve babalar çocukların kahramanlarıdır. Anne ve babalar güzel örnek olmalıdır. Çocuklar anne ve babaların ne söylediklerine değil, ne yaptıklarına bakarlar.

Okullarda zihinsel ve bedensel eğitim veriliyor, duygu ve davranış eğitimine gerekli önem verilmiyor. Çocuklarımıza öncelikli olarak olumlu davranışlar kazandırmalıyız. Olumlu davranışların kazanılacağı yer öncelikle ailedir.

Anne ve babalar çocuklarını güzel yetiştirmek için, ihtiyaç duyulan çocuk eğitimi; aile eğitimi, karakter eğitimi, değerler eğitimi, davranış eğitimi ve duygu eğitimi gibi konuları öğrenmelidirler.

Çocuğun olumlu davranış (güzel ahlak) temelli; zihnen, bedenen ve ruhen iyi bir eğitim alması sağlanmalı. Çocukların yetenekleri doğrultusunda ilgi alanlarına göre yarının ihtiyacına uygun nitelikli eğitimi almaları sağlanmalıdır.

Çocuğun hayatta başarılı olabilmesi için, zihinsel ve bedensel eğitimin yanında, duygu ve davranışlarını kontrol edebilmesi için duygusal eğitime ihtiyaç vardır.

Çocuğun eğitiminde anne ve babanın sorumluluğu; çocuğun doğum öncesinde başlar -çocuk 18 yaşına gelince bitmez-, yaşadığı sürece devem eder:

0-5 yaş arasında çocuk; sevilmeli, öpülmeli, kucaklanmalı, onunla çocuklaşmalı, çocuğa uygun oyunlar oynanmalı, çocuğa olumlu örnek olunmalı, yaşına uygun bilgi, beceri ve davranışları kazandıracak eğitimler verilmeli.

6-15 yaş arasında; çocuğa olumlu örnek olunmalı. Çocuğun sorularını soracağı, sorunlarını paylaşacağı ve kendisine rehberlik edileceği, hata ettiğinde çocuğun dinleneceği bir arkadaş gibi olunmalı. Çağın ihtiyacına uygun zihnen, bedenen ve ruhen nitelikli bir eğitim alması sağlanmalı.

16 yaş ve üzerinde çocuğa yaşına uygun sorumluluklar verilmeli. Gerekli konularda onun görüşü alınmalı, ona rehberlik edilmeli, tecrübeler paylaşılmalıdır.

Evlerin kuralları olmalı. Kurallara herkes uymalı. Çocuklara yaşına göre sorumluluklar verilmeli. Aile saatleri yapılmalı. Kitap okuma alışkanlıkları kazandırılmalı…

Aileyi oluşturan bireyler ne kadar iyi olursa aile de o kadar iyi olur. Aile ne kadar iyi ise toplum da o kadar iyi olur.

Nasıl ki, maddi menfaatimizin olduğu bir konuda ihtiyaç duyduğumuz imkanlara ulaşmak için elimizden gelen her türlü fedakarlığı yapıyorsak; yarınlarımızı emanet edeceğimiz çocuklarımızın eğitimi için ihtiyaç duyduğumuz her türlü bilgiye ulaşmalı, gerekli eğitimi almalıyız.

Anne ve babalar; çocuğun doğumu öncesinden başlayarak, hamilelik döneminde, çocuk doğduktan sonra, bebeklik, çocukluk, gençlik, olgunluk dönemlerinde, kısaca hayatı boyunca çocuğuna karşı sorumluluklarını öğrenmeli.

Çocuğun hangi yaşta hangi gelişim özellikleri göstereceğini, hangi yaşta hangi davranışların öğretilmesi gerektiğini, hangi yaşta hangi becerilerin kazandırılması gerektiğini… öğrenmeli.

Hangi yaşta neyi ne kadar öğretmesi gerektiğin, kısaca çocuk eğitimi için ihtiyaç duyulan bilgiler öncelikli olarak öğrenilmeli, gerektiğinde konunun tarafları ve uzmanları ile istişareler yapılmalıdır.

Yarının ihtiyacı olan bilgi ve donanıma sahip, değerleri içselleştirmiş çocuklar yetiştirmeliyiz.

 

Hurşit EKİNCİ

Eğitim Uzmanı