OKUMA ÖĞRENME DÜŞÜNME VE UYGULAMA ALIŞKANLIĞI KAZANMAK

0
12

Sık sık duyduğumuz sözler: “Okumuyoruz, okumuyoruz, okumuyoruz…”

Tamam da: Niçin okuyacağız? Neyi okuyacağız? Nasıl okuyacağız? Kimi okuyacağız?        Ne zaman okumalıyız, nasıl okumalıyız, ne kadar okumalıyız? Okuyup ta ne olacak…

Okumadığımı nereden biliyorsunuz? Evimde kütüphanem var. Okuyan biriyim…

İlkokulu, ortaokulu, liseyi bitirdim… Diploma bir işe yaramadı, boşuna okumuşum…

İnsan sadece okuyarak mı öğrenir? Öğrenmenin başka yolları yok mu? Öğrenmenin yaşı, yeri ve zamanı var mı? Ne zaman hangi bilgileri öğrenmeliyiz?

Bazen bir konu hakkında yeteri kadar bilgi sahibi olmadığımızda, bazen kendimizi yenilememiz gerektiğinde, bazen ihtiyacımız olan bilgiyi öğrenmemiz gerektiğinde…

Okuma ve öğrenme ihtiyacı hissederiz.

Okumak denince, insanların birçoğunun zihninde; ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite olmak üzere eğitim ve öğretim süreci akla gelir. İnsanların birçoğu diplomayı aldıktan sonra kitap okumuyor, kendisini yenilemiyor. İnsanlar diploma almak için okuyor. Bilgiyi öğrenip; kullanmayı, kendisini yenilemeyi düşünmüyor.

Ezberci bir eğitim sistemimiz var: İnsanlar bilgiyi sınavdan başarılı olmak ve diplomayı almak için ezberliyorlar.  Aslında bilgi, fabrikaya giren bir hammadde gibi olmalıdır. Nasıl ki fabrikaya giren hammadde belirli aşamalardan geçtikten sonra, insanların hayatını kolaylaştıracak güzel eserlere dönüşüyorsa; öğrendiğimiz bilgiler de hafızamızdaki diğer bilgilerle, tecrübelerle, istişarelerle birleşerek hayatı kolaylaştıracak materyallere, eserlere dönüşmelidir…

Öğrenmeye, hava gibi su gibi ihtiyacımız vardır. Öğrenmek doğumla başlayıp ölene kadar devam eder. Her yaşın ve zamanın ihtiyacı olan bilgileri öğrenmeliyiz. Bazen, okuyarak, bazen dinleyerek, bazen görerek, bazen yaparak, bazen hissederek, bazen yaşayarak, bazen sorarak, bazen araştırarak… öğreniriz. İyiyi, doğruyu, güzeli öğrenmek ilahi bir emir ve ibadettir.

Öncelikle kendimiz okuma alışkanlığı kazanmalıyız. Günün belirli zamanlarında düzenli olarak evde kitap okuyarak çocuklarımıza örnek olmalıyız. Çocuklarımıza da küçük yaştan itibaren okuma alışkanlığı kazandırmalıyız. Okuma alışkanlığı küçük yaşlarda kazanılmalıdır.

Çocukların 3-6 yaş dönemi; taklit, ezber ve hayal kurma dönemidir. Bu dönemde öncelikle çocuklara masallar ve hikayeler okunmalı, anlatılmalıdır. Çocuklara kitap okuma sevdirilmelidir. Masallar çocuğun hayal kurmasını, hayal dünyasının ve hayal gücünün gelişimini sağlar. Kendi değerlerimize, güzel ahlaka uygun masallar anlatılmalıdır.

Çocuğun yaşına gelişimine uygun hikayeler anlatılmalı, hikâye kitapları okunmalıdır. Her akşam belirli saatler aralığında 30 dk. kitap okuma alışkanlığı kazandırılmalıdır. Çocuğa resimli hikâye kitapları alınmalı ve birlikte okunmalıdır. Zaman zaman okunan hikâye ile ilgili çocuğa sorular sorulmalıdır. Önemli olan okumak değil, anlayarak okumak olmalıdır.

Haftanın belirli akşamlarında aile saati yapılmalıdır: Aile saatlerinin olduğu gün, akşam yemeğinde çocukların sevdiği yemekler, meyveler ve kuru yemişler olmalıdır. Yemek saatleri günlük tecrübelerin ve öğrenilen bilgilerin paylaşıldığı zamanlar olmalıdır. Yemekten sonra ailenin toplandığı, kitapların okunduğu, tecrübelerin paylaşıldığı, herkesin kendisini ifade edebildiği, yeteneklerin sergilendiği; televizyonun, bilgisayarın, akıllı telefonların olmadığı saatler olmalıdır.

Aile saatlerinde önceden belirlenen konu hakkında; öncelikle aile bireylerinin düşünceleri alınmalı, konu ile ilgili kitaplar okunmalı ve gerekli açıklamalar yapılmalıdır. Aile saatleri bir nevi öğrenilen bilgilerin kullanıldığı, paylaşıldığı, yeteneklerini sergilendiği, insanların kendilerini ifade edebildiği saatler olmalıdır.

Aile saatlerinde öncelikle; sevgi, saygı, sorumluluk, paylaşma, yardımlaşma, ana hakkı, baba hakkı, komşu hakkı, kul hakkı, dürüstlük, sabır, merhamet, adalet, eşitlik, hoşgörü, affedici olmak, alçak gönüllü olmak, nezaket kuralları, güvenilir olmak, cömertlik, israf, verdiği sözde durmak, inançlarımız, ibadetlerimiz… kısaca değerlerimiz, kültürümüz, tarihimiz ve inançlarımız öğretilmelidir. Bu konular kişinin sağlam bir karaktere sahip olmasını sağlar. Gündemde olan ve ihtiyaç duyulan konular da konuşulmalı, paylaşılmalı ve öğrenilmelidir.

Aile saatinde her hafta bir konu öncelikle konuşulmalıdır. Bir hafta boyu o konu gündemde olmalıdır. Bir hafta boyu o konu ile ilgili güzel sözler, yazılar, resimler… evde hazırlanacak panoya asılmalıdır, ezberlenmelidir.  Bir sonraki aile saati gününde; aile bireyleri konu ile ilgili öğrendiği yeni bilgileri paylaşmalıdır.

Aile saatinde mümkünse çocuklara şiirler okutulmalı, şarkılar söyletilmeli, yeteneğine göre drama sergiletilmeli… kısaca çocuğun yeteneklerinin gelişmesine, özgüveninin oluşmasına dikkat edilmeli, öncelikle çocuklara kendilerini ifade etme fırsatı verilmelidir.

Küçük yaşlardan itibaren en önemli öğrenme ve öğretme araçları: Oyun ve hikayelerdir. Çocuklar 9 yaşına kadar hayatı oyun ve eğlence olarak görürler. Oyunlarla çocukların zihinleri, dil becerileri, el becerileri ve yetenekleri geliştirilmelidir. Bilmece, bulmaca, şiir okuma, şarkı söyleme, spor, bir müzik aleti çalmak… gibi yetenekleri geliştirici etkinlikler yapılmalıdır.

Hikayeler çocukların karakterlerinin gelişmesini, olumlu örnekler almasını, kendisine olumlu rol modeller almasını sağlar. Peygamber kıssalarını, tarihimizi, kültürümüzü, değerlerimizi anlatan hikayeler, masallar, destanlar, yaşanmış olumlu örneklerin olduğu hikayeler okunarak, anlatarak çocuklara sevdirilmelidir.

Çocukların yaşı, gelişim dönemleri ve ilgi alanları önemlidir. Çocukların temyiz kabiliyeti; iyinin ve kötünün ne olduğunu anlama dönemi 7 yaşından itibaren gelişir. Çocuklarda beden gelişimi, zihinsel gelişimi, dil gelişimi, el becerileri gelişimi ve yetenek gelişimi önemlidir.

İlkokul döneminde çocuk temel bilgileri öğrenir. Bu dönemde ilkokul öğretmeninin olumlu rol model olması, okumayı, öğrenmeyi, uygulamayı, araştırması sevdirmesi, merak uyandırması; olumlu davranışlar kazandırması çok önemlidir.

Ortaokul dönemi; çocuklara masal ve hikâye kitaplarından sonra yaşına ve gelişimine uygun kitapları okumanın sevdirildiği ve kitap okuma alışkanlığının kazandırıldığı en önemli dönemdir. Bu dönem çocukların soyut şeyleri anlamaya başladığı, çocukların anlatılan şeyleri sorgulamaya başladığı bir dönemdir.

İlkokul ve ortaokul dönemi çocukların duygularının ön planda olduğu, duygularının eğitildiği, davranışlarının şekillendiği dönemdir. Lise dönemi aklın eğitildiği dönemdir.

Çocuklara hangi kitapları okuması, neleri öğrenmesi gerektiği konusunda rehberlik edilmelidir. Çocuklar çoğu zaman hayalle gerçeği ayırt edemez. Kurgu mu, gerçek mi olduğunu çoğunlukla bilemezler. Kendi hayal dünyalarında gerçek olarak kabul ederler.

Günümüzde iki tip yazar, gazeteci vardır:

Birincisi: Yazar olayları veya konuyu tarafsız bir gözle araştırır. Doğru bilgi ve belgelere göre konuyu inceler, araştırır ve tarafsız bir gözle konuyu değerlendirerek yazar. Konu ile ilgili değerlendirmeyi okuyucuya bırakır.

İkincisi: Bazı yazarlar, köşe yazarları ve muhabirler olayları veya konuyu kendi dünya görüşüne, çıkarına veya gazetesinin politikasına uygun yazar, Ona uygun bilgi ve belge arar. Okuyucunun kendisi gibi düşünmesini ister ve onu yönlendirmeye çalışır. Çoğu zaman doğruları değil, görmek istediğini görür, duymak istediğini duyarlar.

Günümüzde çocuklar her türlü bilgiye kolayca ulaşabiliyorlar. Ancak bilginin doğrumu, yanlış mı olduğunu, bilginin kaynağını, bilginin nasıl kullanılacağını, değerlendirileceğini, sorgulanacağını bilmiyorlar. Günümüzde Z kuşağı denilen gençler her türlü bilgiye ulaşabiliyorlar. Ancak bilginin nasıl kullanılacağını, doğru mu, yanlış mı olduğunu, bilginin yaşına ve gelişimine uygun olup olmadığını bilmiyorlar.

Günümüzde insanların çoğu sosyal medyadaki bilgileri sorgulamadan doğru olarak kabul ediyorlar. Doğru olup olmadığını bile araştırmıyorlar. Yapay zekâ ile insanların sesleri taklit ediliyor. İstenilen bilgileri veya mesajları, istenilen insanlar konuşmuş gibi videolar yapabiliyorlar.

Çocuğun yaşına ve gelişimine uygun olmayan bilgilere ulaşması engellenmelidir. Özellikle annelerin çocukların okuduğu kitapları, arkadaşlarını, internette girdiği siteleri ve ilgi alanlarını bilmelerinde fayda vardır. Anneler çocuk eğitimi konusunda o kadar bilgi sahibi olmalı ki: çocuklarını/ailesini her türlü olumsuzluklardan koruyabilmeli ve çocuklarını yarınlara hazırlayabilmelidir.

Çocukların küçük yaşlarda akıllı telefon, tablet ve bilgisayar kullanmaları ebeveyn kontrolünde ve az olmalıdır. Çocuklara daha çok var olan yeteneklerini geliştirmek için imkân ve ortam hazırlanmalıdır. Çocukların ileriki yaşlarda, teknolojinin ürünü aletleri kullanmaya çok vakti olacaktır. Ancak bazı yetenekler çocuk yaştan itibaren geliştirilir. Çocukların dijital bağımlı olması engellenmelidir.

İnsanların havaya, suya, gıdaya ihtiyacı olduğu kadar öğrenmeye de ihtiyacı vardır. Beden gıda ile, zekâ bilgi ile gelişir. Spor bedeni güçlendirir. Bilgiyi öğrenmek ve kullanmak (sorgulamak, düşünmek, akletmek…) aklı güçlendirir.

İhtiyacımız olan her türlü bilgiyi öğrenmek; alanında en iyisi olmaya çalışmak, kendimizi geliştirmek, çağın ihtiyacını bilmek, yarınlara hazırlanmak, gündemi takip etmek, lehimizde ve aleyhimizde olan şeyleri öğrenmek ve uygulamak zorundayız.

 

Hurşit EKİNCİ

Eğitimci- Yazar