Çocuklara Etkili Öğretme Yöntemleri

0
1190

Öğretmenler, eğitimciler, anne ve babalar çocuklarına/öğrencilerine bazı bilgileri öğretmekte, bazı becerileri, bazı davranışları ve bazı alışkanlıkları kazandırmakta zorlandıklarını, istedikleri gibi başarılı olamadıklarını söylerler/düşünürler.

Çocuğa/öğrenciye istenilen bilgileri öğretmek, istenilen beceri, davranış ve alışkanlıkları kazandırmak için; öncelikle çocuğun yaşını, zihinsel, bedensel, duygusal ve ruhsal gelişimini bilmek; yaşına ve gelişimine uygun eğitim anlayışı ile yaklaşmak gerekir.

0-2 yaş döneminde öğretim:

Çocukta öğrenme merakı doğumla birlikte başlar. Çocuk dünyaya tertemiz ve günahsız olarak gelir. Çocuğun hafızası tertemiz ve bembeyaz bir kâğıt gibidir, ne yazarsanız onu okursunuz. Boş bir kaset gibidir, neyi kaydederseniz onu dinlersiniz.

Eğitim ailede başlar ve yaşam boyu devam eder.  İlk ve en önemli eğitim yeri ailedir. Çocuğun ilk ve en önemli öğretmeni annelerdir. Çocuğun anne sütüne olduğu kadar annenin sevgi, şefkat ve merhametine de ihtiyacı vardır.

Çocuk dünyaya gelirken öğrenilmiş hiçbir davranış getirmez. Dünyaya gelen bir çocuğun: iyi-kötü, doğru-yanlış gibi bir değer yargısı yoktur.  Her şeyi doğumdan sonra, anne, baba, aile bireyleri, öğretmen, çevre ve içinde yaşadığı toplumdan öğrenir.

Çocuk öncelikle dokunarak, hissederek, keşfederek öğrenmeye başlar. Bu dönemde çocukla tatlı dille, güler yüzle, güzel sözlerle konuşulmalıdır. Çocuk sesin tonundan ve yüz ifadesinden denilen şeyin iyi veya kötü olduğunu anlar.

Çocuğun yaşına ve gelişimine uygun oyuncaklarla oynayarak öğrenmesi sağlanmalıdır. Çoğu zaman çocuğa alınan hediyeler ve oyuncaklar, çocuğun nasıl biri olmasını isteme ile ilgili mesajlar verir.

Küçük yaştan itibaren çocuklara ninniler ile hayaller yüklenmelidir: Benim oğlum/kızım okuyacak, öğretmen… olacak… yapacak. Şeklindeki cümleler çocuğun hafızasında yer eder, unutmaz.

3-6 yaş döneminde öğretim:

Bu dönem, çocuğun gelişimi ve öğrenmesi açısından hayatındaki en önemli dönemdir. Çocuk hayatına yön verecek davranışlarını ve alışkanlıklarını çoğunlukla bu dönemde kazanır. Çocuk değerlerini bu dönemde öğrenir ve içselleştirir. Çocuğun karakterinin büyük bölümü bu dönemde oluşur. Çocuğun zihinsel/bilişsel, bedensel/fiziksel, ruhsal, duygusal gelişimleri en fazla bu dönemde gelişir.

Çocuk konuşmaya başladıktan sonra çok soru sormaya başlar. Merak ettiği şeyleri sorarak öğrenmeye çalışır. Çocuğa bıkmadan, usanmadan, kızmadan anlayacağı şekilde, göz hizasında, gözüne bakarak başka bir şeyle ilgilenmeyerek anlayacağı şekilde cevaplar verilmelidir.

Anne ve babalar çocukların kahramanlarıdır. Çocuklar anne ve babalarını taklit ederler. Anne ve babalar yaşantıları ile, davranışları ile çocuklara yaklaşımları ile olumlu rol modeller olmalıdırlar. Anne ve babalar çocuklarının nasıl davranmalarını, nasıl olmalarını istiyorlarsa öncelikle kendileri öyle olmalıdırlar.

Çocuklar dokuz yaşına kadar her şeyi oyun ve eğlence olarak görürler. Çocuklar bu dönemde taklitçi ve ezbercidirler. Bu dönemde en etkili öğrenme araçları oyun ve hikâye anlatımıdır.

Çocukların yaşına ve gelişimine uygun masallar anlatılmalı, hikayeler okunmalı, oyunlar oynanmalıdır. Çocuklara masallar anlatmak çocukların hayal dünyasını geliştirir.

Çocuklara yaşına uygun resimli hikayeler okunmalıdır. Okunan hikâye ile ilgili sorular sorulmalıdır.  Kitaptaki resimlere bakarak hikâye kitabını okuması istenmelidir. Çocuk resimler ile dinlediklerini kafasında birleştirip kitabı okuyormuş gibi anlatabilir.

Çocuklarla el, dil ve beden becerilerini geliştirici oyunlar oynanmalıdır. Yaşa uygun Legolar, yapbozlar ve zekâ geliştirici oyunlar oynanmalıdır. Çocukların yaparak, yaşayarak, görerek öğrenmesinde fayda vardır. Önemli olan çocuğa öğrenmeyi sevdirmektir.

Oyun hamurları, boyama, drama, oyuncak yapımı, şiir okuma, şarkı söyleme… gibi çalışmalar yapılmalıdır. Çocuklara rehberlik edilmeli, birlikte kaliteli vakit geçirilmelidir.

Çocuklar mümkün olduğu kadar televizyondan, tabletten, telefondan ve bilgisayardan uzak tutulmalıdır. Bu dönem çocuğun olumlu davranışlar ve beceriler kazanma dönemidir. İleriki hayatında teknolojiye ayıracak vakti çok olacaktır.

Çocuğa yasaklamak yerine alternatifler ortaya konulmalıdır. Bir şey yapılacaksa neden yapılması gerektiği, yapılmayacaksa neden yapılmaması gerektiği uygun bir dille çocuğun anlayacağı şekilde anlatılmalıdır.

Anaokulunda öğretim:

Çocukların bedensel, zihinsel, duygusal, ruhsal, sosyal ve dil gelişimini ve çocukların olumlu alışkanlıklar kazanmasını sağlamak. Çocukların ilgi alanlarını belirleme ve yeteneklerinin gelişmesini sağlamak. Çocukta öğrenmeye ilgi uyandırmak öncelikli amaç olarak belirlenmiştir.

Anaokulu, çocuğa bilgi aktarmaktan çok, çocuğun içinde var olan yeteneklerin gelişmesine yardımcı olur. Çocuğun oyun ihtiyacını en iyi karşılayan toplumsal kurum, anaokullarıdır. Bu dönemde çocuklara; yaparak, yaşayarak, okuyarak, anlatarak, uygulayarak öğretilmelidir.

Öğretme metotları: Oyun ile öğretme, hikâye anlatımı ile öğretme, yaparak, yaşayarak (etkinlikler yaparak) öğretme, şiir, müzik (şarkılar) ile öğretme… vardır.

“Çocuklarınızın akıllı olmasını istiyorsanız onlara hikâye anlatın. Onların daha da akıllı olmasını istiyorsanız, onlara daha fazla hikâye anlatın.”  Albert Einstein

Nesneleri eşleştirme, sınıflandırma, gözlem yapma, soyut düşünmeyi sağlayan etkinliklerle matematik becerileri gelişir. Resimli kitapları okuma, çizim ve boyama yapma etkinlikleri ile erken yaşta okuma ve yazma becerisini geliştirir.

Çocuğun anaokulunda kendini ifade edebilecek oyunlar oynayarak, şarkılar söyleyerek, şiirler ezberleyip okuyarak, hikâyeler dinleyip, öğrendiklerini anlatarak dil gelişimini sağlıklı bir şekilde tamamlar.

Dili yaşayarak, konuşarak, dinleyerek, etkileşimde bulunarak kullanma imkanına sahip olur.

Anaokulunda; bilmeceler, oyunlar ve etkinlikler ile çocuğun zihni her an canlı kalır, yaratıcılığı artar. Böylesi yoğun bir okul öncesi eğitimde çocuğun; dinleme, kurallara uyma, görevlerini yapma gibi becerileri artar.

Çocuğun planlı bir hayatı olur: Yemek ve uyku saatlerine uyma, anaokuluna giriş ve çıkış saatleri, çocuğun düzenli bir hayata uyum sağlamasını kolaylaştırır. Aynı zamanda arkadaşları ile kurallı oyun oynamayı, başkalarının hakkına saygı göstermeyi, yenmeyi ve yenilmeyi de öğrenir.

İlkokul dönemi öğretimi:

Bu dönem; çocuklar için gerekli olan, temel bilgileri, okuma-yazmayı, temel matematiği öğretme, yaşadığı toplumu tanıtma, toplum kurallarını öğretme, onlarla olumlu iletişim kurma, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda yetiştirme, olumlu beceri, davranış ve alışkanlıklar kazandırma ve çocuğu bir üst öğrenime hazırlama dönemidir.

Bu dönemde en önemli figür sınıf öğretmenidir. Sınıf öğretmeni her yönü ile olumlu rol model olmalıdır. Çocuk öğretmenini severse dersini de sever, onu taklit eder, onun dikkatini çekmek için dersine daha fazla çalışır. Çocuklara okumak, öğrenmek sevdirilmelidir. Çocukların zihinlerini beslemek, merak duygularını uyandırmak ve potansiyellerini kullanmalarını sağlamak gerekir.

Çocuklar okumayı öğrendikleri andan itibaren düzenli olarak çocuğa hikâye kitapları okutulmalı, okunan yerlerle ilgili anlayıp anlamadıklarını kontrol için sorular sorulmalı çocuğun anlayarak kitap okuma alışkanlığı kazanması sağlanmalıdır.

Çocuklara bir konu anlatılacağı zaman; o konu ile ilgili olarak çocukların dikkatini çekmek, merak uyandırmak için genelde sorular sorarak başlamakta fayda vardır. Çocukların konuya dikkatini çekmek için anlatım arasında da  zaman zaman sorular sorulmalı, söz hakkı isteyenlere söz verilmelidir. Çocuklar sorulan soruları bildiğinde takdir edilmelidir.

Günümüzde olumsuz davranışta bulunan çocuklara “Biri sana böyle yapsaydı ne yapardın… Biri senin bir eşyana zarar verseydi ne yapardın? Şeklinde sorularla çocuğun empati yapmasını,  hatasını anlamasını sağlamak ve olumsuz davranışını terk etmesini sağlamak önemli bir kazanımdır.

Beşikten mezara kadar öğrenmeyi sevdirmek, öğrenmenin hava gibi, su gibi, gıda gibi ihtiyaç olduğuna benimsetmek gerekir.

 

Hurşit EKİNCİ

Eğitim Uzmanı