“Çocuğunuz yalan söylüyorsa ya sizden korkuyordur ya da sizin yaptığınızı yapıyordur. Yalan söyleyen anne ve babaların, yalan söyleyen çocukları olacaktır.”A. S. Neil
Çocuklarımız bizim sahip olduğumuz mallar değillerdir. Görevimiz, onlarla beraber büyümek, arkadaş olmak, sevmek, kabul etmek, anlamak, desteklemek, beraber oynamak, yol göstermek, geliştirmek, kolaylaştırmak, kalıcı olumlu izler bırakmak, onları kazanmak, olabildiğince ön yargısız olmaktır.
Böyle bir ortamda büyüyen çocuk, yetişkin olduğunda çevresine doğal olarak faydalı olacaktır.
Anne babaların çocukları ile iletişiminde, “29 Harfte Çocuk Eğitimi” başlığındaki şu hususlara dikkat etmeleri uygun olacaktır:
A- Akıl vermeyin
B- Başkalarına benzemesini beklemeyin
C- Ciddiye alın
Ç- Çimlere basmasını sağlayın
D- Denemesine izin verin
E- Empati kurun
F- Fikrini sorun
G- Gurur duyduğunuz söyleyin
H- Hayallerini sorun
I- Israrcı olmayın
İ- İnatlaşmayın
J- Jest Yapın
K- Kucaklayın
L- “Lütfen”li konuşun
M- Model Olun
N- Ne istediğini sorun
O- Oyun oynayın
Ö- Özür dileyin
P- Paylaşın
R- Rica edin
S- Sorumluluk verin
Ş- Şans verin
T- Tutarlı olun
U- Utandırmayın
Ü- Üzüntülerini paylaşın
V- Vakit ayırın
Y- Yüreklendirin
Z- Zevklerini öğrenin
Çocuğun taşkın bir sevgiye ihtiyacı vardır. O, annesinden ve babasından farklı nitelikte sevgi bekler. Bu sevginin şahsına yönelik olmasını ister. Beceri ve yetenekleri sevgi sebebi olmamalıdır.
İyi huylu bir çocuk olması, ya da iyi notlar alması için değil de, şartsız olarak, gerçekten sevildiğinin kanıtlanmasına ihtiyacı vardır. Sevildiğinden emin olan çocuk, inatçı biçimde hoşa gitmeyecek davranışlar içine girmez.
Çocuklarımıza olumlu davranış kazandırmanın ilk ve en önemli şartı, onlara içtenlikli ve koşulsuz olarak sevgimizi sunmaktır.
Anne babalar kararlı bir şekilde çocuklarını sevdiklerini ifade etmelidirler. Sevgilerini bir takım koşullara bağlayan, örneğin;“yemeğini bitirmezsenseni sevmem” mesajı veren anne babalar çocuklarıyla sağlıklı iletişim kuramaz.
Çocukla kurulacak iletişimde, ana-babanın eleştirici tutum içinde olmaması gerekir. Çocuk, kendisine zorla kabul ettirilmeye çalışılan bir istekle karşılaştığında, sevgiyi kaybetme korkusu içine girer.
Doğadaki nadide çiçekler kadar çeşitli renklerdeki çocuklarımızın sevgiye ihtiyacı var, hepsi sevilmeyi hak ediyor. Hak etmedikleri tek şey; duygusal, fiziksel ve zihinsel emniyetlerinin sağlanmamasıdır.
Çağdaş eğitim anlayışının önerdiği yol; çocuklarımıza “koşulsuz sevgi”, “hoşgörü” ve “doğru bir disiplin anlayışı”yla yaklaşmaktır. Bu da onlar için “etkili bir model” olmamıza bağlıdır.
Çocuklarımızın fiziksel ve ruhsal olarak sağlıklı yetişebilmesi, başarılı, mutlu ve sevecen biri olarak hayata atılabilmesi için çevresinden ve özellikle anne ve babasından yeterince sevgi ve ilgi görmüş olması gerekir.
“Çocuğun aynası, anne ve babasıdır. Çocuk, bu aynada hep güzel şeyler görmelidir.”Faruk BAYÜLKEM
Sevgiyle kalın…
KAYNAKÇA
1-Çankırılı, Ali. Çocuklarımız Mutsuz ve Başarısız Olmasın. Zafer Yayınları, İstanbul:2002.
2- Fatihi, Leyla. Çocuklarla Nasıl Oynayalım?Yaşadıkça Eğitim, 28, 28-30, 1993.
3-Kayadibi, Fahri. Sevgi Faktörünün Eğitim Verimliliği Üzerine Etkisi.İstanbul Ü. İ. F. Dergisi. 5.sayı. İstanbul: 2012.
4-Öztürk, Mücahit. Anne Baba ve Eğitimciler İçin Çocuk Psikiyatrisi. Uçurtma Yayınları, İstanbul:2007.
5-Tuğrul, Belma. Sevgi Menüsü. Melisa Matbaacılık,İstanbul:2005.
6-Yavuzer, Haluk. Ana-Baba ve Çocuk. Remzi Kitabevi, İstanbul: 1995.
7-Yörükoğlu, Atalay. Çocuk Ruh Sağlığı.Özgür Yayınları, İstanbul: 2000.