Değerler Eğitimi: Misafirperverlik

0
17414

 

Misafir: Kendi ikametgahı dışında bir yere veya birinin evine, kısa bir süre kalmak için gelen kişiye misafir veya konuk denir.

Misafirperverlik: Misafire iyi davranmak,  iyi ağırlamak, misafire verilen önem, değer ve yaklaşımdır.

Misafirperver: Kendisine misafir gelmesinden hoşlanan, misafirine ikram eden, onu en güzel şekilde ağırlayan kişi.

Misafir, “uzak yoldan gelen, herhangi bir ihtiyacı için yollara düşen kimseye misafir denilmekle beraber, akraba, arkadaş, tanıdık kimselerden olup da kısa süreli ziyaretlere gelenlere de misafir denilmektedir.

Misafirperverlik günümüzde unutulmaya yüz tutmuş en önemli değerlerimizden biridir. Bir eve misafirin gelmesi bereket, misafir kabul etmek ve ağırlamak şeref olarak kabul edilir, misafirin ettiği duanın kabul olacağına inanılırdı. Misafirlik sadece adet ve gelenek değil, erdemli bir davranış ve bir ibadet olarak kabul edilirdi.

Gelen misafirin kim olduğu, hangi inanca sahip olduğu önemli değildi. Gelen kişi  “Tanrı misafiri” yani Allah tarafından gönderilmiş bir misafir olarak kabul edilir, misafir asla geri çevrilmez, saygıda ve hizmette kusur edilmezdi..

Her evin bir odası “misafir odası” olarak ayrılır,  en güzel eşyalarla donatılır, sadece misafirler geldiğinde kullanılırdı. Misafir dışında o oda kullanılmazdı.  Misafire ikram edilir, en güzel yataklarda yatırılır, ihtiyaçları titizlikle giderilir, en temiz en yeni eşyalar kullanılmak üzere misafire verilirdi.

Misafir en güzel odalarda misafir edilir, her türlü ikram ve hizmette kusur edilmezdi. Evlerde misafir ağırlamak bir ibadet olarak görülür ve misafire hizmet etmekten mutlu olunurdu. Misafire sorulan ilk soru: “ aç mısın? ” olurdu. Yemek ikramından sonra misafire istirahat etmesi için yatacağı yer gösterilirdi.

Geçmişten günümüze kadar misafirleri ağırlamak üzere;  vakıflar, imarethaneler, kervansaraylar, köy odaları, misafirhaneler, konukevleri… yapılmıştır.

Hz. Peygamber, misafire ikramın hayır ve berekete vesile olacağını müjdelemiş, “imkânı olduğu halde misafir ağırlamayan kimsede hayır olmadığını” belirtmiştir.

Nitekim Hz. Peygamber : “Allah’a ve ahiret gününe inanan misafirine ikramda bulunsun.  Misafir rızkı ile gelir, ev halkının günahlarının affına sebep olur. Misafirlik üç gündür, bundan fazlası sadakadır.  Misafirin de ev sahibini sıkıntıya sokacak kadar onun yanında kalması helal olmaz” buyurmuşlardır.

Birisi bize bir şeyler ikram ettiğinde dualarımızdan eksik etmediğimiz “Allah Halil İbrahim bereketi versin” sözü ile Hz. İbrahim peygamber kastedilmektedir. Hz. İbrahim Peygamber ile ilgili olarak şöyle bir kıssa anlatılır:

Hz. İbrahim peygamberin sofrasından misafir eksik olmazmış. Cenabi Allah Hz. İbrahim’e : “ Ya İbrahim! Falan zaman sofrana misafir olacağım “ der. Hz. İbrahim Allah’ın sofrasına misafir olacağı gün bütün hazırlıklarını yapar, misafirini beklemeye başlar. O esnada gariban, pejmürde kıyafetli bir dilenci Hz. İbrahim’e gelerek aç olduğunu söyler ve yiyecek bir şeyler ister. Hz. İbrahim kendine göre daha önemli bir misafir beklediği için dilenciye bir şeyler verir ve gönderir. Hz. İbrahim saatlerce bekler ama gelen giden olmaz. Allah’a dua eder “Yarabbi! Bu akşam soframa misafir olacaktın bekledim ama gelmedin.” Cenabi Allah buyurur ki “Ya İbrahim! Ben geldim. Ben o kulumun kalbinde idim. Onu memnun etseydin beni memnun etmiş olacaktın” der.

Misafirlikler çeşitlidir. Bazı misafirler geldikleri evde yatılı olarak kalırlar. Bazı misafirler kısa süreli gelirler ancak yemek yiyecek kadar kalırlar. Bazı misafirler misafirliğe ( oturmaya) gelirler, sohbetler edilir ikramlar yapılır. Bazen misafirlik süresi birkaç saattir. Genellikle akşam misafirliği (akşam oturmaları) kısa olur.

Bugün hala bazı aileler arasında akşamları misafirliğe (akşam oturmasına) gidiliyor. İnsanların akrabalarını, arkadaşlarını veya komşularını ziyarete gitmesi, ziyarette güzel şeylerin konuşulması ve olumlu davranışlarda bulunulması sonuca aileler arsındaki sevgi ve güven bağları güçlenir, aile eğitiminin bir parçası olur.

Misafirlikte bazı kurallara dikkat edilmesi, tarafların mutlu olmasına ve karşılıklı ziyaretlerin devam etmesine,  misafir olmaktan ve misafir ağırlamaktan mutlu olunmasına sebep olur.

Misafirlik adabı: Misafirliğe gidilmeden önce haber verilmeli, müsait olup olmadığı sorulmalıdır. Misafirliğe giderken mümkünse imkan ölçüsünde küçük bir hediye alınması iyi olur. Kapının zili en fazla üç defa çalınmalıdır. Kapı açılınca ev sahibine selam verilmeli ve içeri girmek için izin istenmelidir. Evde ev sahibinin gösterdiği yere oturulmalıdır. Ev sahibinin hoşlanmayacağı söz ve davranışlardan kaçınılmalıdır. Ev sahibinden izin alınmadan ev içinde başka odalara girilmemelidir. Küçük çocukların ev sahibini rahatsız edecek davranışlarda bulunmalarına müsaade edilmemelidir.

Ev sahibi misafirine ikramda bulunmalıdır. “Misafir on rızıkla gelir, birini yer. Ne kadar ikram edilirse onun dokuz katı o eve bereket olarak kalır.”  Ev sahibinin konumu ne olursa olsun        ( makam sahibi de olsa, mülk sahibi de olsa…), evde ev sahibi gibi davranmalı, gerektiğinde misafire bizzat hizmet etmelidir. Hz. Peygamber misafirine kendisi hizmet eder, kendisi ikramda bulunurmuş. Nitekim bir Hadis-i Şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır:  “ Ümmetimin efendisi ona hizmet edendir.”

Bir gün İmam Mâlik,  kendisine misafir gelen ve kendisinden yaşça hayli küçük olan talebesi İmam Şafii’nin eline su dökmüş ve “Sakın ha! Benden gördüğün hareket seni utandırmasın ve de şaşırtmasın. Zira misafire hizmet etmek farzdır.” demiştir.

Bazen İkramların evin çocukları tarafından yapılması faydalı olur. Çocuklar hem hizmet etmeyi, hem ikram etmeyi ve paylaşmayı öğrenmiş olur. Yapılan ikramlar kabul edilmeli, beğenmemezlik yapılmamalıdır. “Misafir umduğunu değil, bulduğunu yer” prensibi esas olmalıdır.

Misafirlikte güzel şeyler konuşulmalıdır. Misafirin yanında ev sahibinin televizyon izlemesi, telefonla uğraşması veya başka bir şeylerle uğraşması nezaket kurallarına uymaz. Misafirlikten ayrılırken misafir kapıya kadar uğurlanmalı ve karşılıklı olarak teşekkür edilip ayrılınmalıdır.

Misafirlik aileler arasındaki sevgi ve saygı bağlarını güçlendirir. Aileler arsındaki akşam misafirlikleri ailelerin kaynaşmasına ve çocukların eğitimine katkı sağlar.

Misafiri memnun eden şey; ikramdan çok güler yüz, tatlı dil, güzel söz ve davranışlardır. Misafire güler yüz göstermek, güzel söz söylemek, tebessüm etmek sadaka olarak kabul edilmiştir. Misafir, gördüğü ikram ve hizmet sonrasında gönülden dua ettiği için, “misafirin yaptığı dua kabul olunur” denilmiştir.

Günümüzde insanlar bir yere gittiklerinde otelde kalıyorlar. Daha önceden araştırıp o ildeki arkadaşını ziyaret etse, müsait ise ona misafir olsa, arkadaşının halini sorsa, derdi ile dertlense,  insanlar arasındaki dostluklar artar.

Yaz tatillerinde aileler, karşılıklı olarak birbirlerine misafir olsalar, aileler arsındaki bağlar güçlenir, bilgi ve tecrübe paylaşımları artar, çocukların olumlu davranış kazanmalarını sağlar.

Misafirlik kültürümüzün yaşatılması; insanlar arsındaki dostluk ve kardeşlik duygularını pekiştirecektir.

“Hiçbir karşılık beklemeden, sırf Allah rızası için bir kişinin arkadaşını ziyarete gitmesi, kısa da olsa ona misafir olması Allah’ın en sevdiği amellerdendir.” Ne mutlu yapabilenlere.

Hurşit EKİNCİ