Gün gelip de bu dünyadan göçüp gittiğimizde, arkamızdan “bir yıldız kaydı” desinler isteriz. Peki ne yapmalıyız bunun için? Cemil Meriç cevap veriyor: “Yıldız olmak kolay değil, yıldız olmak için yanmak gerek!”
Yanmak…
Acı çekmek, sabretmek ve sonunda olgunlaşmak. Olgunluk ve sabır çift taraflı gerektirme.
Babacığım hep sabrı tavsiye ederdi (hala da eder)… Tüm kapılar sabırla açılır, tüm yollar sabırla aşılır. Zaten kurtuluşa erenler birbirlerine Hakkı ve sabrı tavsiye edenler değil mi?
Hayat zorluklarıyla, sıkıntılarıyla ve acılarıyla güzeldir. Çünkü onlar bizi olgunlaştırır. Onlar güzelleştirir duygu ve düşüncelerimizi. Kolay kazanılan her zaman kıymetsizdir ve kolay kaybedilir.
Sıkıntılar olacak ki kazandıklarımızın kıymetini bilelim. Çaba gösterelim ki hak edelim. Sabretmek zordur ama zorun meyvesi tatlıdır. Sabredelim ki hak edelim mutluluğu ve gerçek huzuru.
Rabbimiz Ali İmran suresinde peş peşe müjde veriyor bize: “Allah sabredenleri sever.”, “Biz şükredenleri muhakkak ki mükafatlandıracağız.”
Başarıya giden yolda iki mecburi durak : sabır ve şükür. Başarının olmazsa olmazları. İkisi de birbirinin hem sebebi hem sonucu. Sabır şükrü, şükür de sabrı getirir.
Bütün güzel şeyler, sabır ve şükür ile meydana gelir.
Maddî-mânevî, güzel olan her ne varsa; uzun, zahmetli ve sabırlı uğraşların, şükürle taçlandırılmasının bir sonucudur.
İlim tahsili, bilim ve sanat eserleri, devletler, fikirler, sistemler … İlmek ilmek dokunarak, sabırla ve şükürle aşılan engellerin sonunda ulaşılan hedefler mutluluk huzur ve gurur kaynağıdır.
Yaşadığımız her şeyin bir sebebi vardır. Madem ki dünya yaratıldığından bu yana hiçbir şey tesadüf sonucu olmamıştır öyleyse yaşadıklarımızdan pişmanlık duymak yerine onlardan ders çıkarmayı bilmeliyiz.
Umutsuzluğun ve çaresizliğin altında ezilmemeli, bir daha aynı hataya düşmemeye gayret etmeliyiz. Şikayet etmek yerine şükretmeyi başardığımızda, ruhumuzdaki yüklerden kurtulup tevekkülün tarifsiz hafifliğini yaşayabiliriz.
Efendimizin dediği gibi; sabır ve şükür imanın iki yarısıdır. Sabrın başlangıcı acı, sonu tatlı ve lezzetlidir.
Dr. Sümeyye KULA