Öğrenciler Yaz Tatillerini Nasıl Değerlendirmelidir

0
699

Okullarda ders yılının bittiği, öğrencilerin yaz tatiline girdiği bu günlerde; yaz tatilleri, öğrencilerin okulda öğrendikleri bilgileri uygulama, eksikliklerini giderme, yeteneklerini geliştirme, becerilerini artırma, tecrübe kazanma, duygularına hâkim olma ve olumlu alışkanlıklar kazanma zamanı olarak görülmelidir.

Karne, öğrencinin derslerle ilgili başarısını gösterir, kişiliğini göstermez. Öğrencilerin zayıf karnelerine tepki gösterilmemeli; hakaret, aşağılama, başkaları ile kıyaslama yapılmamalıdır.  Öğrencilerin başarılarından çok gayretleri önemsenmelidir. Çocukların başarısızlıklarının nedeni araştırılmalı, olumlu yaklaşılmalı, çalışırsa başarabileceğine inandırılmalıdır. Öğrencinin zayıf yönleri güçlendirilmelidir.

Öğrencilerin notlarından çok öğrendikleri ile ne yapabildiklerine bakılmalıdır. Dersleri çok iyi olan öğrenci tebrik edilmeli, takdir edilmelidir. Ancak olağanüstü bir şeyi başarmış gibi şımartmamalıdır.

Okul öğrenciye bilgiye nasıl ulaşılacağını, bilginin nasıl kullanılacağını öğretir. Okul akademik bilgilerin öğretildiği yerdir. Öğrenme yaşam boyu devam eder. İnsan bazen okuyarak, bazen dinleyerek, bazen yaparak, yaşayarak, bazen gözlemleyerek öğrenir. Öğrenmenin hava gibi, su gibi yaşam boyu bir ihtiyaç olduğu çocuğa anlatılmalı ve benimsetilmelidir. Kişi öğrenmeyi ibadet olarak görmelidir.

Kişi doğru bilgiye ulaşmayı öğrenmelidir. Akıl doğru bilgi ile çalışırsa olumlu kararlar verir. Kişi doğru bilgiye ulaşmayı bilemezse her okuduğunu, her duyduğunu doğru olarak kabul eder. Doğru karar veremez. Kişi emekli olmakla çalıştığı iş ortamından ayrılır, ancak ölene kadar bilgi öğrenmeden ayrılmamalıdır. Bilgi insanın hayat kaynağı, yaşam amacı olmalıdır.

Tatil, hiçbir şey yapmamak, tembel tembel oturmak, bilgisayarda oyunlar oynamak veya zamanı sadece eğlence peşinde koşarak geçirmek olarak anlaşılmamalıdır.

Yaz tatilleri; çocuğun yaşına ve gelişimine uygun, yaşam boyu ihtiyacı olacak bilgileri öğrendiği, becerilerini, yeteneklerini geliştirdiği ve tecrübeler kazandığı, sorumluluklarının arttığı, gerçek hayatı tanıma ve geleceğe hazırlanma dönemi olarak görülmelidir.

Tatilde kitap okuma, günlük tutma, anılarını yazma, yeteneğine göre; resim yapma, tasarım yapma, sanatla ilgilenme, müzik aleti çalmayı öğrenme, spor yapma, el ve zihin becerilerini geliştirme… gibi etkinlikler yapılmalıdır.

Aile bireylerinin katılımı ile yapılacak toplantıda, tatilde nasıl bir program yapılacağına, ne tür etkinliklerin yapılacağına, aile bireylerinin görüşü alınarak ortak karar verilmelidir. Mevcut imkanlar, çocukların ilgi alanları, yetenekleri, varsa okulda zayıf olan veya eksik konuların olduğu dersleri dikkate alınarak programlar yapılmalıdır.

Akşamları ve hafta sonları evde tüm aile bireylerinin katıldığı, oyun tadında ortak etkinlikler yapılmalıdır. Hafta içi gündüzleri her çocuğun yaşına, gelişimine ve ihtiyacına uygun programlar yapılmalıdır.

Ayrıca her akşam belirlenen vakitte, bütün aile fertlerinin katıldığı aile saati yapılmalıdır. Televizyon, tablet, bilgisayar kapatılmalıdır. Aile saatinde oyunlar oynanmalı, masallar, hikayeler anlatılmalı ve o gün edinilen bilgi ve tecrübeler paylaşılmalıdır.

Önemli olan aile bağlarının güçlenmesi, kaliteli vakit geçirme, bilgi ve tecrübe paylaşımı, ekransız zaman geçirme olmalıdır. Her gün bir konu, bir hikâye, her gün bir oyun olmalıdır. Teknoloji ihtiyaç kadar kullanılmalı, teknoloji bağımlısı olunmamalıdır. Teknoloji kullanımı engellenmemeli ancak rehberlik edilmeli, olumlu veya olumsuz tarafları anlatılmalıdır.

Televizyon, tablet, bilgisayar ve telefonun hayatımızdaki yeri sorgulanarak azaltılmalıdır. Televizyon ile ilgili herkes şu soruyu kendisine sormalıdır: “Saatlerce televizyonda dizi/ program izledim, benim hayatımı kolaylaştıracak, işime yarayacak ne öğrendim?”

Zaman ve sağlık insanın en değerli iki hazinesidir. Zamanın ve sağlığın kıymeti kaybedilince anlaşılır, ancak geri getirmek mümkün değildir. Zamanı iyi değerlendirme ve planlanan zamana uyma alışkanlığı çocuğa kazandırılmalıdır.

Çocuklara kitap okuma alışkanlığı kazandırılmalıdır. Çocuğun kendisini ifade edebildiği, düşüncelerini söyleyebildiği, yeteneklerini ve becerilerini sergilediği ortamlar sağlanmalıdır. Yaz tatillerinde çocuğun yarının dünyasında ihtiyacı olacak ancak okulda öğretilmeyen bilgi ve becerilerini geliştirmelerine yönelik programlar yapılmalıdır.

Bilgi öğrenilirken, bilginin doğru olmasına, bilginin hayatımızdaki öncelik sırasına, hayatı kolaylaştıracak olmasına, işe yarayacak bilgiler olmasına, çocukların seviyesine uygun olmasına dikkat edilmelidir.

Çocuklara peygamber kıssaları ve güzel hikâyeler okunmalı veya anlatılmalıdır. Güzel şiirler, dualar ve çocuk şarkıları ezberletilmelidir. Çocuklara güzel ahlak kazandırmayı amaçlayan sözler söylenmeli ve olumlu davranışlarla örnek rol model olunmalıdır.

Evde hazırlanacak bir panoya çocukların yazdığı güzel sözler, şiirler, yazılar, yapılan resimler ve karikatürler asılmalıdır. Çocuklar tarafından aylık duvar gazetesi çıkartılmalıdır. Duvar gazetesini hazırlayanlar ödüllendirilmeli, aile bireylerinin çıkartılacak duvar gazetesini titizlikle okumaları sağlanmalıdır.

Bazı günlerde kahvaltıların çocuklar tarafından hazırlanması veya çocukların kahvaltı hazırlamaya yardım etmeleri teşvik edilmeli. Kahvaltı, zamanında ve bütün aile bireylerinin katılımı ile yapılmalıdır. Kahvaltıda daha önce yapılan etkinlikler ve o gün yapılacak etkinlikler konuşulup değerlendirilmelidir.

Yaz tatilinde kız çocuklarına ev işleri, yemek yapma, çamaşır, bulaşık yıkama, düzenli derli toplu olma gibi etkinlikler yaptırılmalıdır. Anne ve babaların yaptığı en önemli hatalardan biri anne der çalışan kızına ev işleri yaptırmayıp “sen dersine çalış” demesidir. Çocuk küçük yaşlarda ev işlerini yapmazsa ileride yapmak zoruna gidiyor. Evlenince sorunlar başlıyor. Aynı şeyler erkekler için de geçerli. Hayatın ne getireceği belli olmaz.

Öğrenci velilerine vermiş olduğum bir seminer sonrası bana yardımcı olan okulun rehber öğretmeni ile konuşmuştum. Öğretmen 6 aylık evli, üstelik hamile. Eşinden ayrılma noktasına gelmiş. Her ikisi de öğretmen. Anlaşmama nedeni çok basit bir konu gibi görünüyor. Eşinin çok dağınık ve düzensiz olduğundan şikâyet ediyor. Eve geldiğinde çoraplarını, eşyalarını rastgele ortaya atıyor…

Çocuklara düzenli, derli toplu olma alışkanlıkları kazandırılmalıdır.

Çocuklarınızla birlikte yemek yapın. Birlikte evi temizleyin. Birlikte oyun oynayın. Birlikte yürüyüş yapın. Birlikte piknik yapın. Birlikte bulunduğunuz yerin tarihi ve kültürel yerlerini gezin. Birlikte bulunduğunuz yere yakın yerlere kültür gezileri yapın. Birlikte alışveriş yapın. Birlikte müzeye gidin. Evin elektrik veya su faturası benzeri ödemesini birlikte ödeyin. Birlikte pazara gidin. Aile bütçesini birlikte yapın.  Birlikte akraba ziyaretleri, hasta ziyaretleri yapın. Birlikte yoksul insanları ziyaret edin ve onlara imkânlarınız ölçüsünde yardım edin. Evinizde yaptığınız veya aldığınız güzel bir şeyi komşunuz ile paylaşmak istediğinizde çocuğunuzla gönderin.

Ayrıca hafta içi çocuğa yaşına göre ilave etkinlikler yapması için imkân sağlanmalıdır.

İlkokul öğrencileri için

Çocuklar ihtiyaç duyulan kurslara gönderilebilir. Fazla sıkmadan, oyun tadında olmalı, anne ve babanın övgüsünü almak çocuğu yüreklendirir.

Çevrede bulunan tarihi yerler ziyaret edilebilir. Çocuklarla piknik yapılabilir. Yapılandırmacı eğitim dediğimiz: Çocukların bazı şeyleri yaparak, yaşayarak, hissederek öğrenmesi sağlanmalıdır.

Ortaokul öğrencileri için

Bu yaş grubunda çocuğun yaşadığı çevre ve arkadaş grubu çocuğun hayatında etkilidir.

Kayseri’de bir ailenin çocukları için yaptığı uygulamayı sizlerle paylaşmak istiyorum:

Karı-koca üniversite mezunu, kamuda çalışıyorlar. Eşlerden biri bir kamu kuruluşunda yönetici. Karı-koca yaz tatili olunca şehit merkezinde işyeri olan tanıdık birine gidiyorlar ve diyorlar ki: “Bizim çocuğumuzun yaz tatili boyunca sizin yanınızda çalışmasını istiyoruz. Haftada 75 TL ücret vereceksiniz. Biz bu parayı size vereceğiz ancak çocuk bilmeyecek. Sizin verdiğinizi bilecek. Çocuğu biz sabah getirip bırakacağız, akşam gelip alacağız.” Yemek parasını da vermek isterler ancak işyeri sahibi kabul etmez. Çocuk çalışmaya başlar. Anne dükkânda neler yaptığını sorar. Çocuk dükkânda sattığı şeylerden, müşteri ile ilgilenmekten, dükkandaki tertip düzende, dükkân sahibinden öğrendiği şeylerden bahseder… İşyerinde usta okuldaki öğretmenin yerine konur; öğrettikleri, davranışları, iletişimi çocuğa çok şey öğretir.

Özellikle 12 yaşından sonra çocuğun güvenilir birinin yanında ilgisi olan bir alanda çıraklık yapması çocuğa çok şey kazandırır. Çocuk para kazanmanın zorluğunu, mesaiye zamanında gelmeyi, işyerinin kurallarına uymayı, sorumluluğu altında çalıştığı kişilerin kızmalarına sabretmeyi, beraber çalıştıkları insanların kişiliğini… kısaca gerçek hayatla ilgili çok şeyler öğrenir.

Lise öğrencileri

Lise çağına gelmiş öğrenciler eğer bir meslek lisesinde okuyorlarsa meslekleri ile ilgili yerlerde çıraklık yapmasında fayda vardır. Bu onun mesleğinde başarılı olmasını, mesleğinin piyasasındaki durumunu… öğrenir.

Normal lisede ise güvenilir bir yerde çıraklık yapmasında veya kendisine ait olan bir şeyleri satmasında, para kazanmayı öğrenmesinde fayda vardır.

Çocuklar bir yede çalışarak kararlarının sonucunu görsün. Utanma, üzülme, hayal kırıklığı, suçluluk duygusu, acı, başarısızlık gibi duyguları tatsın. İyi arkadaşlar edinsin.

Çocuklara kendilerine güvenmeleri, çalışırsa, isterse yapabileceklerine inanmaları sağlanmalıdır.

Yaz tatilleri çocukların gelecekteki hayatlarında ihtiyaç duyacakları bilgileri ve davranışları öğrendiği, olumlu alışkanlıklar kazandığı, hayatta onları bekleyen olumsuzluklara karşı nasıl tedbir alacaklarını öğrendiği dönem olmalıdır.

Hurşit EKİNCİ

Eğitim Uzmanı